Komik Olaylar

Rahat Tuvalet 
Bundan yıllar önce Isparta'nın Eğirdir ilçesine bir otobüs dolusu Alman turist gelmiş. Başlarında ise o bölgeye ilk defa gelen Türk rehber varmış. Turistler iyice gezip turu bitirdikten sonra tuvalet ihtiyaçları olduğunu söylemişler rehbere. Rehber de onları ilçe merkezindeki halk tuvaletine götürmüş. Turistler sıra ile içeriye giriyorlar ve her çıkanın suratında bir mutluluk okunuyormuş. bir tanesi rehbere:
- siz Türkler rahatınıza çok düşkün insanlarsınız, çok rahat bir tuvalet yapmışsınız.
Deyince rehber merakla tuvalete girip bakmış. Normal alaturka bir tuvalet. bir anlam verememiş ve aynı turiste yaklaşıp tuvaletin neyini rahat bulduğunu sormuş. Cevap şöyle olmuş:
- bizim tuvaletlere tüner gibi otururuz, sizin tuvalete oturup ayaklarımızı uzatabiliyoruz, yanlarada dirseklerimizi koyabilmemiz icin yer yapmışsınız çok rahat çok...





Şaşkın Tavşan 
Küçük bir tavşan birgün bir eczaneye gider ve;
-Havuç var mı havuç?diye sorar ...şaşıran eczacı "yok"diye yanıtlar ve tavşan gider.Ertesi gün tavşan tekrar gelir ve eczacıya ;
-Havuç var mı havuç? diye sorar .eczacı sinirlenerek "yok" der ve tavşam gider.Ertesi gün eczacı tavşanını yıne dükkanında görür ve tavşanın "Havuç var mı havuç "sorusuna karşılık onu "Al sana havuç" diyerek dişlerini dökene kadar döver.Tavsan ertsei gün tekrar gelir ve sorar;
-Havuç suyu var mı havuç suyu?





Hata  
bu bir kamyonun arkasında yazıyordu:
hatalıysam hata yaz 3650 ye yolla 'hatasız kul olmaz melodisi' cebine gelsin





Sen Otur Kalkar 
Arkadaşımla otobüse binmiş kalkması icin bekliyorduk.tam o sırada yaşlı bir bayan binmiş akbil basarken,kadın;
-Kaptan hemen kalkar mı ?diye sormuştu ;
şoförde;
- sen otur hemen kalkar.
Deyince gülmekten yerlere yatmıştık. Şoförde bizi yaka paça dışarı atmıştı.






17.Nolu Belediye Otobüsü 
Otobüse bindik şehirden kampüse çıkacağız (19 Mayıs Üniversitesi) belediye otobüsünü ortası doldu arka boş ama kimse ilerlemiyor şöför söylendi ön kapıdan biletleri verin arka taraftan binin dedi, herkes bileti verdi arka kapıdan binmeye başladılar şöför ayağa kalktı kaynama olmasın diye bakıyor o sırada seslendi pardüseli bacım sen verdinmi gelen cevap:
-Vallahi kardeş biraz önce önden verdik yaa!!!!!!!1





Uyanık Dolmuşçu 
Üniversite kampüsünden bindik şehre iniyoruz(19 Mayıs Üniversitesinde gecmekte olay) dolmuş şöförü genç birisi ön koltuğa arkadaşını oturtmuş öne müşteri almıyor hemen onun arkasında ben varım(ben daha birinci sınıftayım yani) şöför arkadaşına gülümseyerek dolmuşun arkasındakilere seslendi,
-Arkadan vermeyen varmı!! anladık ama sesimiz çıkmadı o sırada üst sınıflardan bikaç kişi,
-biraz önce eline verdik ya!!'








Boyacılar 
Fenerbahçeli bir kardeşimizin sıçtığı an:

1994 yılıydı . Ali Sami Yen'de derbi var.bir yolunu bulup Galatasaraylı bir arkadaşımın sayesinde bilet buldum. ancak işin kötü yanı maçı Galatasaray tribünlerinden izleyecek olmamdı. Stada girerken cimbom'lu arkadaşım beni uyarmayı ihmal etmedi:
-Bana bak,maçı yanyana izleyeceğiz,Galatasaray tribünlerinde olduğunu unutma.
-Tamam diye kestirip attım maçın heyecanıyla.

Maçın başlamasına on dk. kala Galatasaray çıktı sahaya. bir uğultu,gürültü anlatamam.
ben de,kendi mi o atmosfere kaptırıp,Galatasaraylıların arasında olduğumu unutmuşum. Galatasaray MARSHALL BOYA logolu formasıyla tünelin ucunda görününce aynen şu kelimeler döküldü ağzımdan:

-Bak bak! çıktı yine amına kodumun boyacıları...





Kendimin Dedesi Oldum. 
Genç bir kızı olan bir dulla evlendim. Babam da benim kızımla evlendi. Böylece babamın kayınpederi oldum. bir yıl sonra bizim bir çocuğumuz oldu. Bu çocuk babamın kayın biraderi aynı zamanda benim de dayım oldu. bir süre sonrada babamın bir çocuğu oldu. Bu çocuk benim kardeşim aynı zamanda torunumda oldu. İnsanın kardeşinin dedesi onunda dedesi olacağından kendi kendimin dedesi oldum.


Amerikalı bir yazardan alıntı.





Anneanne 
bizim sülale Rize'lidir; ben de dahil. Yıl 1992 veya 1993 tam hatırlamıyorum. İstanbul'dan Karabük'e anneannemle yaptığım çileli otobüs seyahatini sizlerle paylaşmak isterim. Önce çok direndim. Kaybedeceğim karizmamın hasretini çekmeye başlamıştım bile. Teyzem ki; onu çok severim ,sırf onun hatırına kabul ettim bu kahır yolculuğunu...

Karabük gibi bir yere giden otobüs'e Türkiye'nin seçme güzelleri binmiş bir de.

-Eyvah! dedim, içimden.Her zaman hacı otobüsüne rastlardım anasını satiim. Bu ne yaaa!
Otobüse bindik ve kahır başladı. 10 dakika sonra anneannem:
-Celduk mi?
-Yok anneanne daha Topkapı'dayız.
-Orasi neredur?
-Yani daha İstanbul'dayız.
-Ula ne tersun!
.....
O soruyor ben cevap veriyorum. Yan koltukta kızlar. onlarla sohbet edebilmek icin bahane kollamaya çalışırken anneannem:

- Ha boyle orospilardan almayasun ha! Yoksa sağa hakkumi helal etmem. Namazinda Kuraninda kapali bi kiz bul çendune.

-Haydaaaaa. Anneanne yavaş konuş duyacak kızlar.
-Yok duymaz o. Sağur zaten. Bak kulaklarina bişey var. Kulaklari sağir ya ondan.
-Anneanne o müzik dinliyo onunla. ama yine de yavaş konuş.

Bu arada kızlardan biri kikiriki diye gülmeye başlamıştı. Herhalde anneannemin ona yakıştırdığı sıfata meyilli bir hatundu.

......

Maltepe; E5 karayolu üzerinde orta şeritteyiz hala. Çünkü trafik çok yoğun. Tıkanmışcasına yoğun. bizim otobüs sabit. Yan şeritteki otobüs yavaş yavaş ilerliyor. Anneannem de cam kenarında oturuyor.

-Vuuu, pokiyeeeen. Ula niye ceriye doğri cideyruuuk? Bu şofore iş yok. Pen kullanacağum otobusi.
-Anneanne sen bırak. 8 saatlik yol dayanamazsın. Uyu sen. ben de arka tarafta muavinle takılırım.

Kabanımı yastık yapıverdim anneannem icin. Anneannem uyudu. ben de arkada muavinle sigara içiyorum. O zamanlar sigara serbest şehirlerarası otobüslerde. bir saat kadar sonra yan koltuktaki güzel kız bize doğru yürümeye başaladı. Bana gelmediği açık. Kim ne yapsın çizik bir karizmayı! Kız bana:
-Yaşlı teyze uyandı. Dedi.
-Tamam. Gerisini söylemenize gerek yok.

Hemen kalktım ve gittim anneannemin yanına. benim korktuğum DGM lik laflar etmesi. Ki çok şeyler söylemişti otobüste. 30'lu yıllardan, 40'lı yıllardan bahsetmişti. Zor susturabilmiştim.

Neyse...saat 18 suları. Kış mevsimi ve hava karanlık. Anneannem uyanmış ve koltuğun altında birşeyler arıyor.

-Ne arıyorsun anneanne?

-Dişlerumi!... Vuuu ne yaparum ben şimdi. Ula çaldiler mi dersun.

-Yok anneanne merak etme. Buluruz.

Kızlar gülmekte... ben kızarmakta... Anneannem ağlamakta...

Anneannem:
-Tamam, hatirladum. senun paltonun cebineydi! Bi bak da uşağum.
ben:
- ?
-Anneanne evde baksak. Yani buluruz merak etme.
-Yook. Şimdi bakacasun. Piliyrum cebineydi.

Cebi araladım. Uzaktan bakıyorum. Ürkekçe. Kızlar gülmekte hala. Zaten onlardan da tiksinmeye başlamıştım artık. bir tanesi:

-Korkma ısırmaz. Deyince.
-İyi o zaman al. Dedim.

Sanki cebimde dişler hakikaten varmış da kızın üzerine boşaltırmış gibi yaptım. bir çığlık akabinde otobüsün şoforü ışıkları yaktı. Anneannem de dişlerini buldu. Koyununa saklamış kimse çalmasın diye...

Mola anını da anlatmak isterdim. ama bu kadar yeter. İsteyene yazacağım söz. Anneannemi 95 yılında kaybettik. Var mıydı gerçekten diyorum şimdi kendi kendime....Herşeye rağmen onu çok özlüyorum...





Demli Çay... 
Olayı yaşayan biri olarak sizlerle paylaşmak isterim.

Trabzon'dayım. Binaenaleyh bunalımdayım. Çay tiryakisi olduğum icin, bir çay ocağına attım kendimi. Bunalımdayım ya; dedim ki:

-Demlice bir çay lütfen ve hiç su katmayın.

Çayım geldi, ama yarım bardak.

-Ne bu? dedim.

Adam:
-Su katma dedin ya! Öyle yok bedava!

ben de:
- O zaman bana iki bardak çay ver. Parasıyla. dedim. (Tarih: 1995 yılı)





Tüneller 
İstanbul-Bolu arasındaki tünellerin girişinde birkaç yıl öncesine kadar "Farlarınızı yakınız" çıkışında ise "Farlarınızı söndürünüz" yazıyordu. Karadenizli bir vatandaşımız gece yolculuğu sırasında tünel çıkışında "Farlarınızı söndürünüz" yazısını görüp gece farlarını kapatınca tünel çıkışındaki uçurumdan aşağıya uçmuş. O günden sonra artık tünel çıkışlarında "Farlarınızı kontrol ediniz" yazıyor.





Pişkinliğin Böylesi 
Yıl 1993. Diyarbakır'da askerliğim nedeniyle bulunuyorum. bir arkadaşımla birlikte şehir turuna çıkıyoruz. Karnımız acıkıyor. İyi bir lokantaya oturuyoruz.(En azından menüdeki fiyatlar nedeniyle iyi olmasını umuyoruz.)
Garsonların bıçkın görünüşünden safkan Diyarbakır`lı olduğu anlaşılıyor. (Servisteki ilgisizliğinden dolayı,onun gözünden bizim de asker olduğumuz anlaşılıyor,herhalde..)
Siparişler geldi;talihsizlik bu ya benim yemeğimden sinek mi böcek mi ne idüğü belirsiz,ancak son derece kızarmış bir şey çıkıyor.
Tüm cesaretimi toplayıp çağırıyorum garsonu ve cevap bekleyen gözlerle bir tabağa,bir garsona bakıyorum. Garson da bir tabağa,bir bana bakıyor
ve diyorki:
-"Allaasen yaov. Muhatap etme beni Allahın hayvanıyla,çek kenara devam et."









Salçalı 
Yıl 1986. İzmir`li fırlama bir arkadaşımla Kordon'da dolaşıyoruz. Karşımızdan hayat kadını olduğunu tahmin ettiğim bir hanım geliyor. Yaklaşık iki metre kadar mesafe kaldığında,arkadaşım, benim de şaşkın bakışlarım arasında kadına
-"..mını yerim" deyiverdi. ve kadın bombayı patlattı:
-"ay başında gel; salçalısını yersin."





Lokum 
Temel bir gün evinde otururken büyük tuvaleti gelir. Evinde tuvalet olmadığı icin komşusunun evindeki tuvalete girer ama orası çok temiz olduğu icin bir poşete büyük tuvaletini yapıp apartmandan aşağıya atmış, ..ok turistin kafasına gelmiş tusist parmağını ..oka batırmış demişki,
-Lokum lokum
Temel`de apartmandan,
-O benim bokum demiş.





Osman Bölükbaşı 
Merhum siyasetçilerden Osman Bölükbaşı yaptığı Avusturya gezisi sırasında bir gazetecinin "Atalarınızın viyanada ne işi vardı" sorusuna "Haçlı seferlerine iadeyi ziyaret" cevabını verir.





Ava Giden Avlanır.. 
Bundan yaklaşık 3 sene önce çocukluk arkadaşımla en büyük zevkimiz gece mezarlığa girip geçen arabalara yumurta atmaktı.. birgün yine bir kutu yumurta alıp mezarlığa girdik saat 00:30 civarı falandı. tam mezarlıkların arasından geçerken siyah cübbeli başında kapşülü elinde bıçağı bişey fırladı mezarların arasından. ben önde yürüyordum ve birden o şeyle burun buruna gelince can havliyle arkamı döndüm ve arkadaşımla kafa kafaya çok sert biçimde çarpıştık. Tabiri caizse patates çuvalı gibi ikimizde yere yığıldık.. Sonra o şey başımıza geldi ama biz korkudan altımıza kaçırıcaz.. Dilimiz tutuldu.. Sonra kapşülü çıkardı. Normal bir adam. ama o korkuyla biz hortlak falan diye düşünüyorduk meğerse adamın arabasına tam 5 gece üst üste yumurta atmışız adamda en sonunda dayanamayıp bu yola başvurmuş. Yani durumu farkedince dumuru anlarsınız artık.





Dişçi 
Maalesef dişlerimize düzenli olarak bakamıyoruz.ben de bu kategoriye giriyorum. Dişlerimiz de problem olduğu zaman dişçileri hatırlıyoruz.O gün çürük dişim beni sabahlatmıştı.Sigortalı olduğum icin hastahaneye gidip çektirmek istedim.Doktor bey muayene ettikten sonra dişin tamamen çürümediğini kurtarabileceğimizi söyledi.ben de dışarıda gidebileceğim tanıdığı diş doktoru olup olmadığını sordum.Doktor bey de bana kendi kartını verdi.İşte o an yıkıldım...





Tanrım Bi Dinle!! 
Avrupa ve Amerika'da 2-9 yaş çocuklara Tanrı'ya ilişkin düşüncelerini sormuşlar. Dinsel eğitimin bir parçası olarak çocuklara Tanrı'ya bir mektup yazın ve duygularınızı isteklerinizi anlatın demişler.. ve işte cevaplar:

1. Sevgili Tanrı, şu andaki eksiklerimi yazıyorum: yeni bir bisiklet, bir kimya seti, köpek, film makinesi, beyzbol eldiveni. Hepsini gönderemezsen birazı da olur. seni seven Eric --5 yaşında-
Not: Noel Baba'nın olmadığını biliyorum.

2. Canım canım Tanrı,
Astronotları öyle yukari firlatip firfir döndürmelerinden ödüm kopuyor. N'olur onların bizim evin çatısına düşmelerine izin verme.
Dostun Norman --4.5 yaşında-

3. Sevgili Tanrım,
insanlarin ölmelerine izin verip yenilerini yapmak yerine neden elindekileri tutmuyorsun?
Jane --6 yaşında-

4. Sevgili Tanrı,
Lütfen bana bir midilli gönder. senden şimdiye kadar hiçbir şey istemedim. Bunu da herhalde unutmazsın.
Bruce --4 yaşında-

5. Sevgili Tanrı,
Babam çok aksi. Onu bu huyundan vazgeçirmeni istiyorum. ama lütfen canını yakma.
Sevgilerle.
Martin --5 yaşında-

6. Sevgili Tanrı,
Bulutlardan biri yüzünü öyle korkunç yaptı ki ödüm koptu. Nolur söyle ona bir daha öyle yapmasın.
Ellen --3 yaşynda-

7. Sevgili Tanrı,
Sahiden var mısın? Bazıları buna inanmıyor: Eğer varsan gecikmeden bir şeyler yapmanda fayda var.
Harriet Ann --6 yaşında-

8. Sevgili Tanrı,
Eğer hiç kimse bilmeyecekse iyi olmanın ne yararı var?
Mark --8 yaşında-

9. Tanrı'cım,
Üst kattakiler durmadan bağıra çağıra kavga ediyorlar. bence yalnızca çok iyi arkadaşların evlenmesine izin vermelisin.
Nan --5 yaşında-

10. Sevgili Tanrım,
Ne diye bu kadar çok insan yarattın. Başka bir dünya daha yapıp fazlalıkları oraya koyamaz mısın?
J.B. --7 yaşında-

11. Tanrım,
Insanlara ruhları her zaman doğru mu dağıtıyorsun? Yanlış yapabilirsin.
Audrey --8 yaşında-

12. Sevgili Tanrı,
sen tuhaf ne yaparsan yap herkes hayran oluyor; ama ben ufacık bir şaka bile yapsam yiyorum fırçayı.
Jodie --6.5 yaşında-

13. Sevgili Tanrı,
bizi hiç merak etme çünkü bizimkiler çok dindar.
Teddy --9 yaşında-

14. Sevgili Tanrı,
bende senin dışında bütün liderlerin resmi var.
Norman --6 yaşında-

15. Tanrım,
Şişman olunca kimse senin arkadaşın olmak istemiyor.
Billy Jean --9 yaşında-

16. Sevgili Tanrım,
Oğlanlar kızlardan daha mi üstün? Biliyorum sen de onlardansın ama gene de dürüst olmaya çalış.
Sylvia --5 yaşında-

17. Sevgili Tanrı,
Kitabını okudum ve beğendim. Bütün o fikirler nereden geldi aklına?
John --8 yaşında-

18. Sevgili Tanrı,
Zürafaların görünümünü isteyerek mi böyle yaptın, yoksa yanlışlıkla mı oldu?
Norman --4 yaşında-

19. Tanrım,
İncil'de neden hiç karının adi geçmiyor? Yoksa İncil'i yazarken daha evlenmemiş miydiniz?
Larry --6 yaşında-

20. Sevgili Tanrım,
Tamam incil'de öbür yanağını çevir dedin biliyorum; ama kardeşim gözüme vurunca ne yapacağım?
Sevgiler, Teresa --5 yaşında-

21. Sevgili Tanrı,
Tanrı oldugunu nasıl bilebildin?
Charlene --3 yaşında-

22. Sevgili Tanrı,
senin yaşına geldiğimde tıpkı senin gibi olmak istiyorum. Tamam mı?
Tommy --4 yaşında-

23. Sevgili Tanrım,
Eger Tanrı ben olsaydım bu kadar iyi olmazdım. Bunu aklından çıkarma.
Michelle --6 yaşında-

Alıntıdır





Hayvanlar 
bir gün adamın biri papaganı ile maça gider o zamaanlarda kilolu bir futbolcu varmış oda sahaya çıkınca herkes <şişko çıktı sahaya>
diye tezavrat yaparlar ardından bizimki kaleye şut çeker ve top kalenin yanından geçer bu kez taraftar diye bagırır ve maç biter ve adm yine paganı yanına alarak uçaga biner ve uçak düşer bu kezde uçagın düştügü yere çocuklar gelir veşöyle derler <benzini bitti yere düştü>diye tekerleme yaparlar buarada bizim papagan bunları ezberlemektedir aradan uzun bir zaman geçer ve papaganı bir gazino sahibi
alır ve papaganı gazinonun baş köşesine koymuştur her neyse şişman bir bayan sahneye çıkar ve bizim papagan başlar
<şişko çıktı sahaya> der bayan sinirlenir ve papagana birtabak fırlatır ve tabak papaganın yanından geçer papaganda tekrar
mırıldanır diye bukez kadın sinirlenir ve bayılır papagan tekrar mırıldanır
<benzini bitti yere düştü><benzini bitti yere düştü>





Kaç Para 
seyyar satıcı arabasını iterek sokak sokak dolaşmakta,bir yandan da bağırmaktadır:
-don beş lira,atlet beş lira.
bir ara yanına bir çocuk gelir:
-amca don kaç para,atlet kaç para?
-Don beş lira,atlet beş lira...
çocuk döner gider.iki sokak sonra aynı çocuk satıcıya yanaşır:
-amca don kaç para,atlet kaç para?
-Don beş lira,atlet beş lira dedik ya...
çocuk yine döner gider.birkaç sokak sonra yine aynı çocuk satıcıya yanaşarak sorar:
-amca don kaç para,atlet kaç para?
-don ikibuçuk,atlet beş lira...
çocuk şaşırır:
-iyi de amca donu niye indirdin?
-şimdi ananı ....ceğim de ondan...





Muavin 
YAŞANMIŞ BİR HİKayE:
Adıyaman Vali Yardımcısı otobüsle Ankara'ya gidiyormuş. Vali yardımcısının en büyük özelliği; çok su içmesiymiş. Otobüs Adıyaman'dan hareket edeli on dakika kadar olmuş veya olmamış, otobüsün muavinine işaret ederek bir su vermesini istemiş. Muavin de suyu getirmiş. Aradan geçen bir on dakika sonra yine işaret yine su, bir on dakika sonra yine aynı. Derken otobüs Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesine gelmiş. Aradaki 60 km lik yolda vali yardımcısı 5-6 defa su istemiş. Gölbaşı'ndaki yarım saatlik moladan sonra hareket edilmiş ve on dakika sonra Balkar beldesi civarına geldiklerinde Vali yardımcısı yine işaret ederek:
-bir su verir misiniz? demiş.
Adıyaman'dan bu yana su vermekten bıkmış olan muavin:
-Bu ne babam? Kelle mi yedin? Adıyaman'dan çıktık çıkalı, su...su... su... Yok bitti, arabada su kalmadı! demiş.
Vali yardımcısı:
-Terbiyesiz herif! sen nasıl konuşuyorsun? ben Vali Muaviniyim, demiş.
bizim otobüs muavini gayet rahat bir şekilde cevap vermiş:
-olsun, ben de muavinim!





Komik Bir Mektup 
Sevgili Oğlum!
Hızlı okumadığını bildiğim icin bu mektubu yavaş yavaş yazıyorum.
bir gazetede, "insanların başına, genellikle evlerinin 2 km. civarında kaza gelmektedir." yazısını okuyunca evimizden taşındık.Taşındığımız evde bizden önce oturanlar adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler.O nedenle adres yazamıyorum.
Bu evde garip bir çamaşır makinesi var.Geçen gün icine koyduğum çamaşırları, duvardaki zinciri çekince bir daha bulamadım.
Buraya geçen hafta iki kere yağmur yağdı.İlki üç gün, ikincisi ise tam dört gün sürdü.benden istediğin yeleği postaya verdim.ancak, düğmeleriyle paketin çok ağır olacağını düşündüm.Sonunda düğmeleri koparıp yeleğin cebine koyduk.Orada bulabilirsin.
seni seven annen...


NOT: Sana biraz para gönderecektim, ama zarfı bir kere kapatmış bulundum.





Dıkık Dıkık 
Geceleri davar yaymaya çıkan çoban bir gün erken gelmiş canıda sevişmek istemiş eve girip ne görsün karısı açık bir şekilde yatıyor,hali perişan sorar:
-Bu ne hal böyle .cevap hazır:
-Vala geçi yaladı.Adam öfkeli:
-Geçi yalasa gılları yatık yatık olurdu,gılları icine dıkık dıkık.der.





Şeftaliii  
Geçmişlerde çadırlarda durulurken,aralarına maddiyat giren iki eski sevgili buluşmanın yolunu bulmuşlar,çadıra delik açıp geceleri hasret giderirken kocası farkına varır,karısına:
-Ne yapıyon öyle? Kadın cevap verir:
-Mayasıl olmuşta ineğe yalatıyon. Kocası:
-bendede aynı dert var kaçıl ordan acıkda benimkini yalasın. Çaresiz kadın yer verir kocası deliğe kıçını dayar,diğeri nasipde buda varmış deyip geçirmiş.
Adam can acısıyla kalkmış ve :
-Şeftali gibi olunca yalıyorsunda kabak gibiyi görünce boynuzunumu sokman lazım.demiş.





Yüzyılın Dumuru! 
Bu okuyacağınız tamamen gerçek ve Trabzon da olmaktadır(inanmayanlar 02.06.1998 tarihli Radikal gazetesine bakabilirler)
Üç katlı bir tesisin sahibi Abdullah İ**n tesise AHŞAPTAN bir yangın merdiveni yaptırmış!! bunun nedenini şöyle açıklıyor;
Binanın estetik görünümünün bozulmaması icin ahşapı tercih ettik'
""Yüzyılın dumuru!""





Gercek Olay 
ARKADAŞLAR BU YAŞANAN TamaMEN GERÇEKTİR;
Yunus Emre mahallesinde oturuyorum.bir gün minibüse bindim eve varmaya yakın bir durak önce kravatlı bir adam inmek icin ayağa kalktı ve Şoför'e Bey müsait bir yerde indirirmisiniz dicene ''Mükemmel bir yerde inebilir miyim? '' dedi millet bir koptu ama daha komiği Şöför durdu ve adama ;'' Tabi buyrun size layık değil ama'' dedi gülmekten kafa tasım hala arıyor...





Vvvamı 
Çocukluğun verdiği hevesle bakkala kalabalıkken girer:
- Bakkal amca vvvamı?
derdik, şaşkınlıkla
- Ne?
Demek zorunda kalırdı.
bir gün durumu anlamışki..
- gel oğlum var.
Demesiyle beş kardeşleri eklemesi bir oldu.





Atın Ölümü 
Oğlumu bakkala gönderdim siğara getir diye.O da paranın üzerine çikolata alıp gelir.Çıkıştım:
Oğlum çikolata zararlı demedimmi?Hazırcevap:
aman Babaaa sen sigarayla ben çikolatayla atın ölümü olsun arpayla.





Tabu Şamatalarııı 
kelime: mini etek
erkek: hani sen hep giyersin de, ben sana giyme derim ya..
kız: don!
topluluk: ohaaaaa!

kelime:sümüklü böcek
-hani bi hayvan var spiral şeklinde bi kabuğu var.
-salyangoz
-hah ona cok benziyo. ama sen nezle olunca ne akar burnundan
-sümük
-evet evet bu salyangoz benzeri hayvanda bundan var
-nası yani hayvanın sümüğü mü var?
-evet. karafatma nedir?
-hamamböceği
-hah 2. kelimeyi kes
-böc
-yok yok kelimenin tamami
-hamamböc
-allah belanı versin senin be

kelime: makas
-böyle delikleri var parmagini icine sokuyosun sonra
oynatiyosun uçlari uzun hareket ediyo
-o ne ya (uzun süre anlattiktan sonra)
-lan gerizekali 2 deligi var onun icine parmak
sokuyon hareket ediyo
-burun
- ?
-karistirinca oluyo ööle
-salak ucu uzun mu?!?!??!

kelime: berlin duvari
-hani avrupa'da bi ülkee..
- berlin duvari !!!

kelime: muamele
-hani erkekler gider
-maç
-hayir...hani siftah yapilir milli olunur ya..
-genelev!!!!
-evet iste orda bisey..
-peÇete!!
-allah belani...igrençsin yunus

kelime: gazete
x: bir tür haberlesme araci
y: telefon
x: devam et
y: internet, televizyon, radyo
x: ya kagittan olur,
y: dergi
x: büyük boyda acarsin okursun kocaman...
y: kitap
x allah belani versin be yuhhh..

kelime: yasemin'in penceresi
anlatici: "hani böyle ünlü birisi var herkesi konuk
ediyor sonrada iste güzel anilar yasiyolar.
cevaplayici: Çagla sikel
anlatici: ne çaglasi oglum
cevaplayici: hani herkesi evine aliyo ya sonra da
anlatici: uff bosver devam edelim hüzünlü seyler
yasiyolar
cevaplayici :..??!!
anlatici: hani kadinin adi bir çiçek adi sonra
ikinci kelime de evdeki bir nesnenin adi?
cevaplayici: menekse'nin donu
(topluluk iptal, anlatici aglar)

kelime: pire
- götünde ne var ?
- ???
- hani kafada da olur
- kil!
- hayir, hani böcek gibi bisey...
- ipek böcegi!
- uhaa....!!!

kelime: papatya
-hani geçen yaz piknikte sana takmistim ya
-grup:?!?!?!?!?!?!?!?

kelime: bes para etmez
ben: baba benim deyerim ne kadar?;
baba: dunyalar kadar kizim;
ben: baba dunyanin deyeri ne kadar?;
baba: bes para etmez kizim....

kelime: tamirat
a: televizyonunun çalismama sebebi ne olabilir?
b: bozulmustur.
a: hah! bisey bozulunca ne yaptirirsin?
b: tamir.
a: çok güzel! türet bunu.
b: neyini türetcem bunun be?
a: himzz..essegin büyügüne ne denir?
b: at
a: çok güsel.birlestir simdi ( umutlanmistir anlatici)
b: at tamiri!!!
a: karti firlatir, mekani terkeder

kelime: naz
a: kadinlarin evlenmeden once erkekleri tavlamak icin yaptiklari sey...
b: oral sex!
topluluk: ohha?

kelime: iska
- kar topu savasinda pelin'e atarim, o da egilir basini kaldirir ve ne der?
- hayvan?

kelime : sanatçi
- hani bööle tarkan gibi bisi...
- ibne !!
- ayy cok hayvansin murat..

kelime: manti
- hani biz toplanip yapariz, partisini veririz..
- seks!!
- ne zaman yaptik ya, ben niye kacirdim????

kelime : 1 nisan
- abi, 31 mart'tan sonra ne gelir ?
- 32 mart
- harbiden bravo yani... senin gibi lama'dan baska cevap beklenemezdi zaten..



Şeftali Ve Kayısı 
birgün Tali adında bir adam varmış.bir fabrikada şef olmuş.Artık ona herkes Şeftali diyormuş.
Bu Şeftali'nin bir karısı varmış.Karısı "r"leri söyleyemiyormuş.Telefonu bir işçi açmış.İşçi:Şeftali orada mı?
Karısı Şeftali yok.ben karısıyım diyeceğine;
Şeftali yok,ben kayısıyım demiş.





Siyaset 
Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.bir gün öğretmeni Ali'ye "SİYASET" nedir diye sorar. Ali düşünür ama o çocuk aklıyla cevap veremez.Eve gider kitaplara bakar ama hiçbirşey anlayamaz.O da babasına sormaya karar verir.
-Baba, Siyaset nedir?
Baba düşünür. Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.
-Bu evde parayı getiren kim oğlum?
-sen...
-ben kapitalist rejimim. Peki parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
-Annem...
-O da hükümet. Peki küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
-Dadım...
-Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali herşeyi notalır ve uyur..
Gece garip seslerle uyanır. bir de bakar ki kardeşi ağlıyor. Yanına gidince altına pislediğini anlar.Hemen annesini kaldırmaya gider. ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz. Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider. Babasıyla dadısını uygunsuz yakalıyan Alinin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:
- Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek b*k icinde, halk ne yapsın?...





Kayıçı 18 
dördüncü murat zamanında derki murat karada içki içmek yasaktır ve sandalcının biri devamlı içki içmeye devam eder murat bunu duyar ve vezirinide alarak normal bir vatandaş gibi kayığa biner adam hareket edince ,içki içmeye başlar murat sorar içki içmek yasak değilmi? diye oda cevap verir karada yasak denizde değilki der murat'ada içki ikram eder murat içer ve biraz sonra ben dördüncü murat buda vezirim der adam da cevaplar hadi lan bir duple verdim biriniz vezir biriniz padişah oldunuz şişeyi versem biriniz allah biriniz peygamber olursunuz der





Öyle Debraja Mı Basılır? 
Okul servisini kaçırdığım icin okula şehir içi denetimli otobüsler ile gitmek zorunda kaldım.Şoför amcada gazı kökledi,bizi uçuruyordu resmen.Derken kavşaktan aniden önümüze çıkan araç yüzünden fren e basmak zorunda kaldı ve sert bir duruş oldu.yanımdaki sevgili abimizin şoför'e tepkisi şöyle oldu;
"Yuh be!Öyle debraja mı basılır!?" :))





Müsait Bir Yerde... 
Olayımız Sarıyer Taksim minibüslerinde geçmekte...
Kravatlı, düzgün giyimli bir adam inmek icin ayağa kalkar:
- Şöför Bey! Mükemmel bir yerde inebilir miyim? (Herkes kopar)
Minibüs sağa yanaşır. Şöför:
- Tabi buyurun. size layık değil ama... (Bu sefer daha beter)






İşlerin Çokluğu 
İki hakimi bulunan bir ilçenin adliyesinde, iki hakimde aynı gün duruşma yapmak üzere çok sayıda dosya koymuş. fakat o gün birisi izne ayrıldığı icin diğer hakim iki mahkemenin dosyalarını bitiremeyeceğini düşünüp diğer mahkemenin dosyalarının hepsini "işlerin çokluğu nedeniyle" ertelemiş,
Aradan 5-6 ay geçtikten sonra, Yargıtay'dan yaklaşık 20 dosya birden herbirindeki aynı cümlenin altı kırmızı kalemle çizilerek dönmüş ve gerekçeside, "aşağıda yazılı bulunan cümlenin anlamının açıklanarak dosyanın geri gönderilmesi" gerekçesi varmış.
Hakim dönen dosyalarına bir bakmış. altı kırmızı kalemle çizili cümlelerin hepsi katibin hatası nedeniyle "işlerin *okluğu nedeniyle duruşmanın başka bir güne talikine (ertelenmesine)" yazıyormuş.





C60 
bir gün arkadaslarla okuldaki deneme sınavından cıkıp stada gittik.
O günde Erciyesspor'un-Orduspor'la macı var.
Neyse mactayız dondurucuda bi soguk.
Arkamızdada bazı liseliler var.arkamızdaki iki liseleli cep telofonlarından konusurken digeri yandakine sormus senin telefonun markası ne diye. O da C60 diye cevap verdi.yanımdaki dalgın arkadasda kim atmıs diye bi soru sormaz mı.? biz bi yandan kahkaha atıyoruz bi yandanda c60 diyoruz hala kim atmıs diyor,en sonunda olayı anladıgında yüzündeki salaklıgı görmeliydiniz...







Anadol  
temel bir gün otobanda Anadol'u ile yolda kalır ve yanına bir Ferrarili genç yanaşır ve:
Abi gideceğin yere götürüyüm yanlız ben biraz hızlı giderim sellektör yap yavaşlarım der.
ve temel kabul eder daha sonra ferrarici Lamborghınici ile yarış yapar ve polisler bunları kovalar temel 154 ü arar ve derki.
İki adam kapışıyor anadol da yol istiyor diye polilere söyler





Uzaylılar İşte 
İki uzaylı bir benzin istasyonuna gitmişler biri benzin pompasını a.... a sokmuş diyeri ona şaşkın bakışla, bu yaptıın normal mi demiş diğeri hayır kurşunsuz demiş..





Kıtlarsa Kıtlasın 
Erzurumun has dadaşlarımızdan biri şehrin en büyük caddesi Cumhuriyet Caddesinde yürümektedir.
Karşıdan gelen sosyete bir bayanın üstünde tilki kürkünü görünce irkilir.
Bütüm yardımseverliği ile kadının yanına koşar ve..;
-Baci baci boynan İt dolanmış, diye uyarır.
Kadın Dadaşımızın alay ettiğini sanar...;
-Hadi oradan pis, terbiyesiz adam diye çıkışınca dadaşımız,
-veey sanki benene, kıtlarsa kıtlasın sanki benene gardaşım.
diye sitem eder...




Minübüsçü 
bir gün tombul bir hatun alış verişini yapar ve sonrasında da elinde poşetlerle yürüyemeyeceğini anlar. Poşetler elinden bırakmış bir şekilde minübüsçülerin geçtiği bir durakta beklerken, bir minübüs geçiyormuş dur işareti yapan hanfendi, minübüsçü hemen hanfendiye karşı avucunu kapatıp açmış hanfendi de hemen kolunu uzatmış baş parmanı işaret parmağı ile orta parmak arasına alarak işrati yapmış. Minübüsçü hemen sinirlenip fren sıkıp durmuş ve hızlı hızlı yürümüş minübüsçü;
- Napıyon sen ya demiş....
hanfendi hemen;
- sen ne yapıyorsun demiş...
münübüsçü ben size içerisinin dolu olduğunu el işaretiyle belirttim; demiş
Hanfendi;
- bende size beni araya sıkıştır, diye el işareti yaptım demiş....





Borç Takma 
Adamın biri bir internet kafeye borç takar ve adam yüklü miktarda taktığı borcu ödememek icin uzun bir zaman aralığı internet kafeye uğramaz. Son zamanlara doğru sadece kafenin önünden geçer... ve bir gün bakar içerde arkadaşları var pasta kola var... bakmış olacak gibi değil düşünmüş " lan burda bir doğum günü kutluyorlar benim borç aklına bile gelmez... diyerek" dalar içeri
ve "Obaaa neyi kutluyoruz laan"
İnternet kafenin sahibide..
"senin yıllık borcunu kutluyoruz demiş"
Herkez altına etmiş...





Tiyatro 
İki İsveçli bir gün tiyatro salonu açmaya karar verirler.
Tiyatroya kimse gelmez ve birisinin aklına bir şey gelir,bu fikri diğeride onaylar.
Gösteriyi bu gece bedava yapacaklardır.
Tiyatro salonu tıklım tıklım dolar.
Gösteri bitmiştir ve herkes kapıya doğru ilerler ama kapı kapalıdır. Kapının üzerinde çıkış 10 Sterlin yazıyordur.





Dilek 
bir gun alman,ingiliz ve turk yuzmeye gider.yuzmede baya bir yuzdukten sonra, bakarlarki karsilarinda bir melek duruyor,ve onlara diyor ki
- suya hoplamadan önce bir dilek dileyin der.
alman hoplar ve
-kola der.havuz,kolaya döner bol bol icer.
ingiliz hoplar ve
-icki der,havuz ickiyle dolar ve bol bol icer.
turke gelince tam hoplayacaginda aya kayar ve
-shitt der.havuz *okla dolar.





Profesyonel Terimler Sözlüğü 
bir şirkete kozalanmak
(Koza: Tırtılın kelebek
oluncaya kadar misafir kaldığı korunaklı yuva.)
yeni mezun elemanın; askerliğini beklerken, daha iyi
bir iş ararken veya yurt dışında bir master kazanana
kadar düşük profilli ve sıkıcı bir başlangıç
pozisyonunda çalışmayı kabul etmesi. Kelebek olur
olmaz da arkasına bile bakmadan o şirketten uçması...

Leblebi Profesörü
Astları ona bir şey açıklamaya çalışırken, daha leb
demeden bütün konuyu anladığını düşünüp, ikinci
kelimede söz kesen, her şeyi en iyi kendisinin
bildiğini sanan dinleme özürlü yönetici.

Bariyer Plânlaması
Çekirdekten yetişmiş alaylı yöneticinin, ileride
kendisine rakip olabilecek zehir gibi ve eğitimli genç
elemanını, "Rotasyon iyidir; satışı da öğrenirsin.
Kariyerin icin faydalı olur." ayaklarıyla kandırıp
başka bir bölüme postalaması. Koltuğunu elinden almak
amacıyla gelecekte yapılabilecek olası hamlelere karşı
engel yaratması.

Hız Tümseği
En basit görevlerde bile bin bir zorluk çıkartarak
işlerinizin akışını yavaşlatan kıl meslektaş.

Iş Ingilizcesi
Türkçe cümlelerin icine Ingilizce kelimeler
serpiştirilerek konuşulan ucube şirket lisanı. Örnek,
"Ebru, benim reportu final hâle getirdim; yarın
birlikte review edelim mi?" Gerçek Ingilizce ile
ilgisi olmadığı icin, bu lisan yabancılarla iletişimde
pek işe yaramaz. Az önce Amerikan aksanıyla Türkçe
konuşan kişinin, böyle bir durumda aniden nutku
tutulur. Kekelemelere gelir...

Pijama Yakalı
Mavi veya beyaz yakalıyken, işini kaybedip evde
oturmak zorunda kalan kimse.

Menopozisyon
Sittinsene olarak ifade edilebilecek uzun bir süredir
şirkette çalıştığı icin işten çıkarılamayan sadık
çalışanın, emekliliğini beklerken oyalandığı,
yetkileri ve fonksiyonları azaltılmış pozisyon.

Kalite Çemberi
Kaliteyi iyileştirmek veya işin asıl sahiplerinin bile
bulaşmak istemediği kemiklikteki sorunları çözmek
hedefiyle bir araya getirilen insanların, bir dolu
mesai saati ve tonla kırtasiye malzemesi harcadıktan
sonra, bir tam daireyi tamamlayarak başladıkları
noktaya geri dönmeleri.

Kartvizit Bebeği
Çok hatırlı kişilerden torpil getirdiği icin işe
alınmak zorunda kalınan, müdürlerin kendi bölümlerinde
istemediği, elemanların evlilik dışı bebek muamelesi
yaptığı vasıfsız kimse.

Masa saati
Bütün gün ceketini çıkarmadan masasında oturan, mesai
saati bittikten sonra ofiste bir saniye bile durmayan,
suya-sabuna ve zor işlere dokunmayan kişi. saatinizi,
hareketlerine göre ayarlayabileceğiniz dakik insan...

Ego Müzesi
Üst düzey yöneticinin odasında; diplomalarını, dandik
golf kupalarını ve önemli kişilerle çekilmiş
resimlerini sergilediği bölüm.

Ritm Saz tamiratı
Bilgisayar, printer, fotokopi makinesi gibi elektronik
ofis ıvır zıvırından hiç çakmayan tiplerin, arıza
anında bir bileni çağırmak yerine alete vurarak tamir
etmeye çalışmaları.

Geyik Fırtınası
Ofis insanlarının bir odaya tıkılıp, saatler boyunca
akıllarına gelen her şeyi konuştukları, hazırlık
yapılmadan gelindiği icin de hiçbir sonuç veya karar
alınamadan biten, litrelerce çay ve kahvenin
tüketildiği plânsız, programsız toplantılar. Iş
hayatının yüzde altmışını oluşturan akla ziyan
seanslar.

Estrojenerasyon
(Estrojen: Kadınlık hormonu)
Eğitimli, vasıflı ve ekonomik özgürlüğe sahip
kadınlardan oluşan profesyonel nesil. Sağlıklı bir
gelişme; kahvehaneleri andıran klâsik iş
ortamlarımızın panzehiri.






Dağcılar 
Iki dagci varmis. birisi kekeme imis. Agri Dagi nin tepesinde kamp kurmaya karar vermişler.
Arabayi asagida birakip esyalari yüklenip dağa tırmanmaya baslamislar.
Yarı yola gelince kekeme olan :
- Ça..., ça..., ça...
- sen simdi söyleyemezsin, yukari çikalim söyle!
Yukari çiktiklarinda kekeme :
- Ça..., ça..., ça..., çadirlari asagida unuttuk...
- Çabuk inip alalim!..
- Sa..., sa..., sa...
- Zamanimiz yok asagida söylersin!..
Asagi inmisler, kekeme :
- Sa..., sa..., saka yaptim!..






İletişim Dediğin Böyle Olmalı (mı) ? 
Bilinen bir fıkra ama ben iletişemediğim (!) zaman bunu örnek olarak anlatırım. Tavsiye ederim....:)
Neyi neden istediğini açıkça söylemeli insan.

İzmir'den trene binen yaşlı teyze, kondüktöre Ege şivesiyle:

- "Menimen'e gelence beni haber et yavrııım, unutma"

der.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Menemen'i geçer geçmez yaşlı teyzenin Menemen'de ineceği kondüktörün aklına gelir hemen makiniste gidip haber verir. Makinist de:

- "Gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda indiremiyeceğimize göre geri geri gideceğiz soran olursa "tren makas değiştiriyor deriz"

diyor.

bir yarım saat geri geri giderek Menemen'e geliniyor ve Kondüktör, teyzeye gidip haber veriyor:

" Hadi teyze Menemen'e geldik."

Teyzem:

- "sağol yavrııım...",deyip çantasndan hapını cıkarıp iciyor.:)
.






Bırak Teyze Bırak 
bir gün ayazağa'dan arkadaşımla beraber minibüse bindik minibüs doldu hareket etti şöför tam İstanbul şöförü, artist .... bir kaç km. gittikten sonra yaşlı bir teyze:
- Müsait bir yerde inebilir miyim?
dedi. Şöför:
- Tabi teyze
dedi. Teyze kapının kolunu zorluyor zorluyor açılmıyor, şöför üfleyip püfleyip duruyor, teyze kapının koluyla uğraşıyor halen.. Şöför en sonunda arkaya dönerek
- Bırak teyze bırak ...na koydun kapının......





Güzel Sorular 
a şık oldum, b şık olmadım c hiçbiri
adım gibi bildiğim birşey daha var oda soyadım
şu araba benim olsun 5 milyon borcum olsun satınca öderim





Onbirinci 
İki at yarışı tutkunu aralarında konuşuyorlarmış biri:
yahu benim bugün evliliğimin onbirnci günü, onbirinci oğlum oldu,bir oğlum onbiryaşına girdi,yarışta onbir at var.bende bütün paramı onbirnci ata yatırdım.ötekide derki:yapma be nekadar kazandın.Ne kazanması birader at onbirici oldu.





Çok Komik 
Boeing 737 de ( yerde parkhalinde ) kokpitten orta pencere açik

uyarisi alinir amire bakmasi icin komut verilir,

amir ortaya geldiginde yolcular arasinda bi tartisma bi kargasa

oldugunu görür. bi bakar orta emergency pencere açik.sorar nedir

probem diye, cam kenarindaki abi futursuzca cevap verir:

"uçak cok havasizdi bende pencereyi açtim kalkarken kapaticam"

------------------

Yine ayni model uçakta orta pencere açik uyarisi alinir amir

gider pencere açiktir sorar ordaki debile sorunun nedir diye.

adam "burda çekiniz yaziyodu çektim açildi" der......

------------------
Hac seferinde dedelere ninelere kemer baglatmaya çalisirken

(çogu baglamayi beceremez) 70 yaslarinda laz oldugunu tahmin

ettigim bir dede kemeri klipslerinden baglamayi basaramayip

fakat delikanliliga da leke sürdürmemek icin kemere dügüm

atmisti kabinde bir kahkaha patlatip önünde saygi ile

egilmememe neden olmustu

------------------

Trabzondan bir yolcu havaalanini arar ve sorar:

-iyi aksamlar hanfendi trabzon-istanbul arasi ne kadar sürüyo acaba

- (hatun adami beklemeye alir) bi saniye efendim

-tamam tesekkürler,iyi aksamlar (telefonu kapatir)

------------------

-gazete?

-bi hürriyet bi sabah bi milliyet

-efem bir tane seçseniz arkada oturan yolcularada kalsin

-himmmmmmmmm bi hürriyet bi sabah o zaman

-peki

------------------
-yer yok malesef....

-peki beni yedek kulubesine yazsaniz??

------------------

-yolcunun adini kodlar misiniz??

(yolcu bunun uzerine cep telefonunun tuslariyla adini kodlamaya basliyor)
------------------

-ne kadar kalicaksiniz almanyada?

-neden soruyorsunuz??

-ona gore bilet kesecegim onun icin

-e olsun ben ucakta kalmiycam ki otelde kalicam

------------------

-cocugumla ben ucucam ogluma cocuk fiyati istiyorum ne kadardi.

-cocugunuzun 12 yasini asmamasi gerekiyor kac yasindaydi

-32 yasinda..
------------------

telefona ingilizce hat geldigini ekrandan goren personel :

Reservation may I help you??

- aa ben yanlis basmistim.simdi ingilizce bastim diye ingilizce mi

konusmam gerekicek??
------------------

-iyi gunler ben almanyaya gidecektim...

-olur hanimefendi nereye peki almanyada

-havalanina

-höönnnkkk (yok olmaz bizim ucaklar tren garina iner)
------------------

- meraba ben yarin aksam icin bi ucak almistim...

(hayirli olsun..bize de bi tur attirirsin artik!!)

------------------

-hiç yer yok malesef

-ama ben askerim?

--------------------

-hiç yer yok malesef

- hiç mi yok?

---------------------

-hiç yer yok malesef

-ben yere otursam?

--------------------

-bizans class a rezervasyon istiyorum?
-----------------------

bir de üstün zekali check-in görevlileri uçaktaki tüm çocuklari

Emergency exit'e oturttugu icin uçus öncesi kabin memurunu

zor duruma sokar:

-hanfendi yolcularimiz yerlestikten sonra sizin yerinizi degistirecegiz

-niye ki o?

-uçus güvenligi açisindan çikis kapilarina çocuk oturtamiyoruz efendim.

-niye biz güvenilir diil miyiz?

-??? çocuklarin burda oturmasi yasak, yerinizi degistirmek zorundayiz.

-valla ben hiç biyere gitmiyorum kardesim. ben pencere kenari aldim!!!

(uçagi aldi sanki!)

-beyefendi çocuklarin yeri degismeden uçagin kalkmasi mümkün degil.

-ben anlamam kardesim, ben burda oturucam

-(fesüphanallah, nerde benim silahim..)gidip amire haber verilir

amir gelir adama yer degistirmezse uçagin kalkis okeyini veremiye

cegini falan söyler. adam yine anlamaz, pilot gelir,

pilot: beyefendi problem nedir?

y:hede hödö

p:eger hemen yerinizi degistirmezseniz polis çagiricam ve sizi uçaktan

indirtecegim. yaa, neyse tamam o zaman

--------

Adana ucaginda yolcu karsilayan host koltugunu bulamayan yolcuya sorar

- hangi numarada oturuyorsunuz beyfendi?

- sanayi mahallesi 14 numarada






Fotoğraf  
Adam ve kadın barda karşılaşırlar. Aradaki sıcak etkileşim sonucu soluğu kadının evinde alırlar. Ateşli bir sevişmeden sonra adam yatağın yanında duran fotoğrafı görür. Bu arada adamın kulağı ile meşgul olan kadına;

"Hey baksana bu adam senin kocan mı?" diye sorar.

Kadın "I- ıh " diye cevap verir kısaca ve adam ile uğraşmaya devam eder.

ama adamın kafasına takılmıştır bir kere.

"Peki erkek arkadaşın mı?" diye sorar.

Kadın yine kısaca "yo" diye cevap verir. Adamın merakı iyice artmıştır.

"O zaman baban yada erkek kardeşin olmalı" der.

Kadın gülümseyerek
"Hayır, hayır değil" der.

Adam dayanamaz ve "Allah aşkına söyle o zaman kim bu adam" der.

Kadın kafasını adama çevirir gözlerinin icine bakar ve gülümser;

"2 yıl önceki fotoğrafım." der.





Beleşci Taraftar 
Beleşçi bir taraftar futbol maçlarına para ödemeden girebilmenin bir yolunu bulmuş. Tribünlerde bir efsane olarak yayılan bu arkadaş, giriş kapısına gelip kapıdaki görevli polise telaşlı bir ifadeyle.
- Abicim çok acil bi durum oldu. İçeride maçı seyretmeye gelmiş bi abi var, (bir isim sallıyormuş) hanımı aniden rahatsızlandı. Hastaneye kaldırdık. Onu acilen bulup hemen hastaneye yetiştirmem lazım, diyormuş.
Ehliyetini rehin bırakarak içeri giriyormuş. ama içeride maçı seyredecek kadar kalmak dikkat çekeceğinden, hemmen diğer kapıya koşturup, oradan dışarıya çıkıyormuş. Çıkarken kapıdaki polise
- Abicim benim arabayı çekiyolarmış, bi çıkıp bakayım ne oluyomuş. problem varsa halledip geleyim, diyomuş.
Tabi geri gelince tanısın diye de bu polise de kimliğini bırakıyormuş. Çıkar çıkmaz ilk girdiği kapıya koşturup:
- Abicim Allah razı olsun ben arkadaşı buldum diğer kapıdan çıktık. Şimdi benim ehliyeti alabilir miyim?, diyomuş.
Ehliyeti kaptığı gibi çıktığı kapıya yollanıyormuş.
- Abicim ben araba işini hallettim çok saol. Kimliği alabilir miyim?, deyip kimliğini de alarak içeriye sağ sağlim giriyormuş.





Kırık Tabak 
Adam tek maaşlı memur,tek odada kirada.İki çocuk da var,biri kız diğeri erkek.. Karısıyla birlikte olmak hayal.Ortadan böldüğü odanın diğer tarafında mutfak... Karısıyla anlaşır. Bulaşık yıkamaya girdiğinde, bir tabak kırmasını , ardından kendisinin öfkeyle içeri gireceğini, ancak haftada bir bu şekilde birlikte olabileceklerini planlarlar. birkaç kez zorda olsa uygulama fırsatı doğar. Günün birinde kız yıkamaktadır bulaşıkları...Tesadüfen bir tabak kırınca oğlu girer mutfağa;

-"Abla çaktırmadan sakla, babam tabak kıranı asla affetmez ; s.ker.."






Hatalıysam 
Bu sabah bir kamyonetin arkasında şu yazıyı gördüm:
- "Hatalıysam cep telefonuna hata yazıp bir boşluk bırak 9999'a gönder ,Hatasız Kul Olmaz melodisi cebinize gelsin."
Eyvallah!...






Bir Doc Belgesi 
-ilginç bir olay anlatacağım.ben internet cafede çalışıyorum.ilginç olan bu değil.

-geçenlerde yaşlı bir bey baba bana geldi evlat şu yarım sayfa yazıyı yazarmısın dedi.
-parasıyla değil mi bende yazdım, yazıcıdan çıkarttım gitti.
-bir hafta sonra tekrar geldi.
ve ben hatırlayamadım, ki o ana kadar.
-evlat şu benim yazıyı bana geçen hafta sen yazmıştın
-bende "bilmiyorum" dedim
(ne de olsa bilgisayarda yazılmış bir yazı)
-bey baba bana "iyi bak iyi belki tanırsın senin yazın senin" demesi beni kahkahaya boğdu....





Öksürük Şurubu 
Laz odanın icinde zıplıyormuş. Arkadaşı sormuş :
Ne oldu, ne yapıyorsun böyle ?
Öksürük şurubu içtim.
Niye zıplıyorsun peki ?
Sorma şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben
farketmemişim.






Dolmuş Söförüyle Rahip 
Dolmuş şöförüyle rahip cennete gitmişler.Cennetin kapısında melek rahib'e "Dünyadaki hayatın boyunca neler yaptın." demiş.Rahip"ben hayatımı insanlara adadım,onları sevdim ve yardım ettim.Hiçbir zararım dokunmadı"diye cevaplamış.Melek rahibe cennetin gümüş anahtarını vermiş.Melek aynı soruyu dolmuş şöförüne sormuş.Şöför"ben hayatım boyunca küfür de ettim,her türlü pis işe de bulaştım.bir de ben çok sert araba kullanırım,kuralları fazla kafaya takmam""demiş.Melek şöföre cennetin altın anahtarını vermiş.Buna çok bozulan rahip"ben hayatımı insanlara adadığım halde niye ona altın bana gümüş anahtar veriyorsun."demiş.bunun üzerine melek"Çünkü sen ayin yapıyorken millet uyuyordu,ancak o dolmuş kullanırken herkes dua ediyordu."demiş.





Bizim Memlekette Müşteri Hizmet Hattı 
- Meraba ben Serkan nasıl yardımcı olabilirim?
- benim telefonda bi problem var bankomatta işlem yapamadım
- Peki ilk önce telefonunuzun ''menü" tuşuna sonra da ''5'' tuşuna basın...
- Evet... Tamam...
- Ekranda ne var şimdi?
- Show tv... - ???

-İyi günler kredi kartı başvurunuz icin aramıştım sizi...
- Tabi buyrun..
- Mesleğiniz nedir acaba?
- Hayat kadını...
- ... Özel sektör yazıyorum ben...
- O da olur!...

Kadın : Merhaba ben kredi kartınızla köpek almıştım...
Yetkili: Evet efendim?...
Kadın : Bu köpeğin kulakları duymuyor. Acaba sigorta kapsamına giriyor mü?
Yetkili: ben bi üstüme danışayım !!!?!!...

İyi günler, nasıl yardımcı olabilirim?
- Para çekemiyorum ben...
- Şifrenizi yanlış giriyormuşsunuz Ahmet bey!...
- Şifre mi? benim şifrem hep aynıdır, İstanbul'un kurtuluşu...
- Lütfen, bana şifreyi söylemeyin efendim.
- Hah, tamam hatırladım, 1956!!!
- Efendim o İstanbul'un kurtuluşu değil ama...
- Yaaaa!... Kaçtı İstanbul'un kurtuluşu?
- Efendim ben malesef söyleyemem bunu size.
- Niye sen de mi bilmiyosun?...
- Biliyorum, ama güvenlik açısından benim şifreyi bilmemem gerekiyor.
- ben sana şifreyi sormuyorum ki!... İstanbul'un kurtuluşunu soruyorum.
- Evet, ama... ???!!!

- Alo ben Konya, Ya benim bu printer çalışmıyor!...
-Windows'ta mı çalışıyor?
- Evet
- Bilgisayar printerı görüyor mu Konya?
- Evet, karşı karşıyalar!...

- Şu an bankanızın ATM'sinden maaşımı çekemiyorum.
- Üzgünüz efendim geçici bir hatadan ötürü şu an tüm sistemlerimiz off'tadır.
(bir saat kadar sonra yine arar)
- ben şu an Of'dayım ve hala paramı çekemiyorum...

-Güvenliğiniz icin bir kaç soru sormam gerekiyor.
-Doğum yeriniz?
- Erzurum...
- Doğum tarihiniz?
- 23 Ocak 1957
- Annenizin evlenmeden önceki soyadı?
- Anamı karıştırma bu işe





Kral 
Esrara bağımlı bir vatandaşımız esrar aramaktadır.Tanıdığından bulundukları mahaldeki bir hamamda çok iyi esrar satıldığını öğrenir.Hemen hamama gider ve göbek taşına oturur.Tellak gelir
- "Abi kese atayım mı?"
bizim adam:
-"Oğlum sen keseyi bırakta bana esrar getir."
Tellak yanında bulundurduğu esrarı adama verir.bizimkinin hoşuna gitmez bir daha ister.Tellak yeniden getirir.Adam onuda içer fakat hala kafası iyi olmamıştır.Tellak bu kez dolma diye nitelendirilen esrarı getirir.bizimki 1 fırt çeker 2 fırt çeker 3'üncü fırtı çektiğinde hamamı askerler basar.bizimkini yaka paça sürüklemeye başlarlar.bizimki yalvarmaya başlar:
- "Abi ne olur götürmeyin beni,çoluk çocuğum var benim.Yapmayın abi!".
Asker:
- "Oğlum bak sus, sen krala çok benziyorsun.Onun yerine geçeceksin."
Adamı saraya götürürler ve tahta oturturlar.Aradan bir müddet zaman geçtikten sonra vezir gelir bizimkine bir arzusunun olup olmadığını sorar. bizimki ilk başta utansada sarışın hatun ister.zaman getikçe bizimkinin bu isteği sıklaşır. Sonra sıkılır, vezir yine gelir ve sorar:
- "Kralım bir arzunuz var mı?"
bizimki eski mahallesine gitmek istediğini söyler.Tahterevanda mahallesine götürürler. Caddenin ortasından geçmektedirler. Herkes camlarda kralı seyretmektedir. Dışarıda büyük heyecan, kral yere inmek istediğini söyler. Kral indikten sonra etrafına bakar ve pelerinini sıyırıp yolun ortasına ...çmaya başlar. Ensesine aniden tokat gelir ve yıkılır. Vuran hamamdaki tellaktır ve şöyle der:
- "Ulan ...ospu çocuğu, 3 kere masturbasyon yaptın bişey demedim şimdi göbek taşının ortasına ....yorsun!!! " (bizimki dolma diye nitelendirilen esrardan 3 üncü fırtı çektikten sonra kafayı bayağı iyi bulur.)





Külkedisi... 
Külkedisi ocak başında oturup ağlıyor. birden parıltılar icinde bir peri gelir.
- "Kızım neden ağlıyosun?"
Külkedisi aglayarak cevap verir:
- "Peri anne ne olur beni baloya gönder!!!"
Peri değneğini külkedisinin başına dokundurur ve ortaya dünyalar güzeli bir kız ortaya çıkar. Artık külkedisi baloya gitmek icin hazırdır. ama külkedisi hala ağlıyor. Peri:
- "Nen var kızım neden ağlıyosun. Baloya gidebilirsin artık."
Külkedisi:
- "Kanamam var peri anne baloya gidemem."
Peri külkedisine balkabağından tampon yapar. Peri:
- "Kızım saat 12 den önce dönmeyi unutma.."
Külkedisi baloya gider, prensle çok güzel vakit geçirir. saat 12'yi geçmiştir ve külkedisi öldü....
(neden mi??? tampon bal kabağına dönüşür...)





Tarihte Lafı Gediğine Oturtanlar 
1. Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin icine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."


2. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. bir gün eşi
Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış
kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.

3. Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık
birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill' i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- "size iki kişilik davetiye gönderiyorum. bir dostunuzu alıp
gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill, hemen cevap
göndermiş:
- "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim icin oyununuzu
seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa."

4. bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
- "İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek
olunca Eflatun cevap vermiş:
- "ben seni kaybettiğin para icin değil, kaybettiğin zaman icin azarlıyorum."

5. Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle
ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri
kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
- "ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen,
kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
- "ben çekilirim."

6. Meşhur bir filozofa:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar
fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak icin eğilmek lazım da ondan" demiş.

7. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarından biri:
- "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan icin biraz büyük değil mi?"
Galile: - "Doğru" demiş, "benim kulaklarım bir insan icin biraz
büyük ama, seninkiler bir eşek icin fazla küçük sayılmaz mi?"

8. bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini
bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"

9. Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere
çıkacağı yerleri gizli tutarmış. bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri
ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- "sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. vezir:
- "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
- "İyi, ben de bilirim."

10. bir filozofa sormuşlar: - "Şansa inanır mısınız?" Filozof:
- "Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle
açıklayabilirdim."





Kamyoncu 
bir gün zengin bi genç son model ferrarisiyle yolda ilerlerken ; karşısına çıkan kırmızı ışıklarda durmuş. Durmaya kalmadan arkadan korkunç bir sesle bir kamyon ferrariye bindirmiş. Kazanın heyecanıyla kamyoncu inmiş arabadan ,başlamış genç çocuğa yalvarmaya:
- "Abi affet beni, ben bu arabanın masrafını ödeyemem evde çoluk çocuk açlar aabi"
Şeklinde ağlayıp ayaklarına kapanmış. E genç çocukda sonunda dayanamamış:
- "Tamam peki peki"
deyip affedip koyulmuş tekrar yola.
Yolda arkası göçmüş arabasıyla ilerlerken tekrar bir kırmızı ışıkta durmuş veeeee....
tekrar bi kamyon arkadan gelip arabaya çarpmış.
Tabi genç artık büyük bir sinirle arabadan inmiş. Arabaya çarpan kamyoncu ise hiç istifini bozmadan kafasını camdan dışarı çıkarmış:
- "Abi benim ben..."






Teoman 
ben ve ablam kırtasiye işletiyoruz. Öğrencilerin giriş saatiydi, bu nedenle çok kalabalıktı. Tüm öğrenciler simli uhu veya yapıştırıcı alıyordu. bir kız öğrenci gelip ablama:
- "TEOMAN yapıştırması yok mu?"
dedi. Ablam da:
- "Simli mi olsun, prit mi?"
diye sordu. Kız saf saf:
- "Prit kim? TEOMAN yok mu?"
dedi. İşte o an kızın ve ablamın bittiği andır........





Canlı Balık 
Kumkapı'da bir balıkçı bağırıyor:
- "Canlı balık,canlı balık..."
Yaşlı bir teyze yaklaşıp soruyor:
- "Evladım balıklar taze mi?"
Balıkçı:
- "Canlı balık, canlı balık..."
Yaşlı Teyze:
- "Evladım balıklar taze mi?"
Balıkçı:
- "Teyze, canlı diyoruz ya işte!.."
Yaşlı Teyze:
- "A evladım, ben de canlıyım ama taze miyim?" :)






Mehmet İle Handan 
Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar.
bir gün Handan ve Mehmet, Mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. Mehmet'in annesi akşam yemeği süresince Handan'ı uzun uzun süzer ve aslında Handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup, olmadığını merak eder. Aklını okumuşcasına Mehmet annesine der ki:
Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok.
Akşam yemeğinden sonra Mehmetin annesi evine döner.
Aradan bir iki gün sonra Handan der ki:
Mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum.
Mehmet yanıtlar:
Annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım. Oturur ve yazar:
Anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum, ama almadın da demiyorum.
fakat konu şu ki: sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp.
Sevgiler oğlun Mehmet.
bir hafta sonra Mehmet'in annesinden mektup gelir:
Sevgili oğlum:
Handanla yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum.
fakat konu şu ki:
Handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu.
Sevgilerle annen...





Bilgisayar Labı 
ASAGiDA OKUYACAGiNiZ HERSEY GERCEKTiR...ve HACETTPE UNiveRSiTESi
EDEBiYAT FAKULTESi BiLGiSayAR LABiNDA OGRENCileR ile GOREVLileRARASiNDA
GECMEKTEDiR.

1-Bilgisayarda calisan ogrencinin elektrik kesildikten 15 dakika
sonraki sorusu;
- Elektrik mi kesik?
2- Bos bilgisayar yok mu?
- Yok
- Hic mi yok?

3- Word'lü bilgisayar var mi?
- Hayir cilekli ve vanilyali var sadece.

4-cikinti alabilirmiyim?(Printerdan cikti almak icin ogrencininsorusu)

5- Disketi print alabilir miyim?

6-ciktilar hep siyah beyazmi oluyor?
-Hayir ara sira yesil üzerine eflatun ordek desenli de cikiyor.

7- 14 numarali bilgisayar cok salak hocam yaaaaa....

8-Chat yapabilirmiyim hocam?
-Hayir!
-ama niyeeeee?...

9- Bilgisayarinda resimli ekran koruyucusu cikan ogrenci kosarak
gelir;
-Hocam bilgisayarima bisey oldu!!

10-Bilgisayar alabilirmiyim?
-Tabi 1 mi olsun 1,5 mu

11-Bos masa var mi?
-Masa degil bilgisayar var.

12-internet geri geldimi?

13-Hocam 1 saat sonra bu odevi teslim etmem lazim. 4 sayfa
yazilacak.
ay
ne
yapicam ben?
-Son 1 saate kadar aklin nerdeydi?

14-iceriye yiyecekle girme lütfen arkadasim!..
-Hocam hemen cikicam
-E herhalde cikacaksin. Yatiya gelmedin di mi?

15-Hocam ....... adli sarkiyi calarmisiniz?
-Peceteye yaz ver...
10 dakika sonra ogrenciden peceteye yazili olarak sarki istegi geldi.

16-Hocam sinavdan ciktim cok kotü gecti...
-olsun mühim olan katilmakti...

17-saat baslarina ceyrek kala dagitilan bilgisayar kartlarini almak icinogrenciler ceyrek gecelerde siraya giriyorlar...


18- Hoca; - ama tezgahin onünü kapatiyorsunuz...

19-internet yok mu?
-Hayir erisim su an yok. Sorun bizden kaynaklanmiyor.
-Niye Superonline kullanmiyormusunuz?

-internet baglantisi geldimi?
-Bugün internete giremeyecekmiyiz yani?
-internet düzeldimi?
-internetler acikmi?
-Baglanti gelmedimi?
-Gelmeyecekmi hic?
-Ne zaman gelecek?
-Niye kesik?
-Ne zaman kesildi?
-1 saate kadar gelirmi?

20-ben sabah geldim. Diger amca vardi. O amca varken.........
-O amca degil Erol Hoca

21-Disketle birliktemi yazmaya baslayacagim?
-Evet bir iki üc diyince ayni anda baslayacaksin..

22-3.5 A'yi bulamiyorum (ogrenci disket sürücüyü soruyor)

23-A 3.5'mu atiyor???

24-internet var mi?
-Hayir kesik..
30 dakika sonra ayni insan
-internet geldimi?
-Hayir hala yok.
30 dakika sonra ayni insan
-Hocam baktim ama internet hala yok galiba!
-internet var mi?
-Hayir kesik
-Peki ne zaman geleyim?

25) 2-3 dakika yaziciya cikti gondermeyin...
-Yani yaziciya cikti gondermiyecekmiyiz?

26-cikolata ikram edilen ogrencinin ilk sozleri;
-Ellerim cukulata olucak

27-Masa alabilirmiyim?
-Sitelerden bulabilirsin


28-Telnet geldimi?

29-Word'un oldugu bir yere oturup yazi yazabilirmiyim?
-Word'e sor kabul ederse oturursun

30-internet baglantisi kesik.
-ben telnet kullanacaktim ama...

31-Ders mi var?
-Hayir internet kesik.
-O zaman girmeyeyim.

32-internet hala gidik mi?
-Hayir gelik.
-Hii?!

33-Bilgisayara disket sokabilirmiyiz?
34- Pardon 11 numara nerde oluyor?
-Buyrun ben gostereyim..

35-Bilgisayar disketi hapsetti vermiyor.. naapicam?

36-yeni seansa uzatabilirmiyim?
-yeni seans ne zaman basliyacak?

37-Printer sayfasi ne kadar?
-40 bin
-25'di artmis dimi?
-Afferin

38-bir word'lü birde internet'li bilgisayar alabilirmiyim?
-Ortaya karisik yaptiralim istersen

39-cikti alamazsiniz. Toner yok
-Niye yok?
-Ne niye yok?
-cikti
-Toner yok
-Haaa

40-internet kesikmi?
-Kesik
-Hepsindemi kesik?
-Hayir.. Sirayla gidiyor..1 kesik 1 bagli....

41-internet kesikmi?
-Kesik
-E-maillerimize bakamazmiyiz??

42-Sadece bilgisayar istiyorum.

-ama biz yaninda plastik tarak, 10 tane cengelli igne, birde limon internet baglantisi var mi?
-Yok
-LES sonuclarina bakacaktim
-ama internet kesik iste.. bakamayacaksin
-Hemen bir baksak??
-Yaw iyide internet kesik amaaa
-Gercekten yok mu?
Yanindaki diger ogrenci;
-Bak bak orayada yazmislar zaten
-Daha ne diyim bilmiyorum valla. Yok iste internet..
-E peki aksam evden bakarim o zaman
-En iyisi

61-cikti veriyormusunuz?
-veriyoruz.. ne kadar lazimdi?
-Yaaa cikti almam lazim benim
-Tamam 3 numarali bilgisayara gecebilirsin
-ama tek basima yapamam
-O zaman 2-3 arkadasini daha cagir..

62-Burdaki amca nereye gitti?
-Ne amcasi?
-Bi dayi vardi ya
-O dayi veya amca degil Erol Hoca
-Yaw bizim hemsehri oluyorda..
-Gene de Erol Hoca

63-Bilgisayarda ne yapabilirim?
-Valla bilmiyorum senin yetenegine kalmis

64-Bilgisayar alabilirmiyim
-Tabii

65-internete giricem.. ilk defa geliyorum
-Heyecanlimisin?

66-Hocam yazici calisiyormu?
-Hayir bugün izinli..
-Nasil yani???

67 -internete girmek istiyorum.. Girebilirmiyim?
-Tabii ama bu kiyafetle giremezsin.. Üstünü degistirmen lazim

68 -ama bu printer basiyoooorr
-Ne yapmasini bekliyordunuz?
-ama durduramazmisiniz.. ben sadece bastaki sayfayi gondermek istemistim
-Bunu daha once soylemeliydiniz
-ama ne yapayim o kadar cok isim var ki...
-Sormayin bizim de... bizim de....

69- 6 numarali bilgisayari alabilirmiyim?
-4 numara bos.. ama merak etmeyin 6 no.lu bilgisayarla ozellikleri ayni
-ama onda chat yapamiyorum da
-Chat zaten yasak..yapmayin lütfen
-Peki o zaman bende microsofta bakayim (Gozler alternatif gorsün)

70- Monitorün üzerinde takili duran kagit tutacagini goren ogrenci;
-Hocam bu dikiz aynasi mi????

71-Gorevli bilgisayarinda icide @ isareti bulunan bi salyangoz resmini cizmekte ve begenmeyip yeniden cizmekte, cizilen bu

salyangozlar
A4
boyutunda bir kagit üzerinde birikmektedir. ogrenci gorevliye sorar;
-Afedersiniz bu salyanozlari ne yapacaksiniz?
-Aksama misafir var da,salata yapip yiyicez
-Fransiz misiniz??

72- ogrenci bilgisayar karti almak icin numara soruyor;
-3 ve 4 arasinda en iyisi hangisi?
-Valla 3.5 ve 3.7 en iyileri

73-Elektrikler kesikken ogrenci gelir;
- Aaa ne kadar bos
- Evet bos
- calisabilirmiyim
- Olmaz
- Niye hocam... Hemen maillerime bakip cikicam
- Olmaz mümkün degil
- ama niye hocam
- cünkü elektrikler kesik
- Hadi yaaaa...
- Yaaaaa

74- internet var mi?
- Var.. Ne kadar lazim?

75-Yer var mi?
-Var..Pencere kenarimi olsun koridor mu?
-Hii?..







Sandalye 
Renkli kişiliğiyle ün yapmış bir felsefe hocası, yılın son sınavını yapmak üzere sınıfa girmiş...Bütün öğrenciler çok heyecanlı, hepsi merakla soruları bekliyorlar. Felsefe hocası sınıfa şöyle bir bakmış, derken sandalyesini kaptığı gibi kürsünün üzerine koymuş..
"İŞTE 100 PUANLIK tek SORU" demiş.. "BANA BU SANDALYENİN VAROLMADIĞINI ISPAT EDİN"
Herkes bir girişmiş yazmaya efendim hızlı hızlı yazanlar harıl harıl düşünenler derken, aralarından biri kağıda tek bir cümle yazmış sonra kalkmış hocasına vermiş, ve sınavı bitirip çıkmış....
Sonuçlar açıklandığı zaman bir bakmışlar koca sınıfta 100 üzerinden 100 alan tek kişi var, o da sınavı 2 dakikada bitirip çıkan çocuk..!!!
Peki acaba çocuğa 100 puan getiren o tek cümle neymiş???? Cevap kağıda sadece şunu yazmış:
"HANGİ SANDALYE?"



Türkçe 
Olay Odtu'de geçiyor. Disarıda bahar
havasi; amfide kalkülüs
dersi, hem
de
ıngilizce. İnsanlar seçimlerini doğru
yönde kullanmis
olacaklar ki,
100
kisilik
siniftan anca 15-20 kisi var içerde.
onlar da kağıt falan
oynuyolar.
bir
tek
en önde bi kızcağız dersi dinliyor...
Aklina bisey takiliyor,
hocaya
ingilizce
soruyor.
-Şurdaki nevaleyi tekrar anlatir
misiniz diye... Hoca
eyvallah diyor,
dönüyor...
Basliyor bütün konuyu yeniden, ama bu
sefer türkçe
anlatmaya.
Bitiriyor...
Kıza
dönüp;" simdi anladin mi?" diye soruyor.
Kizdan gelen cevap
yarim
yamalak bi türkçeyle ;"ama hocam siz
türkçe anlatiyor ben
anlamadi."
Hoca
durur, amfi yerlerde...





Seyit Abi 
Arkadaşlarla yemek yiyecektik. Lokantaya gittiğimde henüz kimse yoktu..
bir süre sonra kalabalık bir grup halinde geldiler. Öpme faslında o sırada sipariş almak üzere bekleyen garsonu da öpmüştüm! Tabii kahkaha tufanı kopmuştu. İste o an benim bittiğim andır Seyit Abi...

Gece otobüsle İstanbul'dan İzmir'e gidiyordum. Yanımda oturan da benim gibi iri kıyım olunca komple vücut teması oldu. Gecenin ilerleyen
saatlerinde, ikimiz de uyumuşken, yanımdaki yolcu birden sıçradı. Karımdan alışık olduğum icin,"Geçti bitanem. ben yanındayım, yok bir şey" deyiverdim!
Adam gözlerini aralayıp dehşetle bana bakmıştı. İşte o an benim bittiğim andır Seyit Abi...

6 yaşındayken komşu ablaya izlediğim çizgi filmi anlatıyordum. Babası da yanımızda oturuyordu. Çocuk salaklığıyla, gorilleri anlatırken,"Böyle
böyle göğüslerine vuruyorlardı abla. Hem de göğüsleri seninkilerden daha büyüktü" demiştim! Yıllar sonra bizi ziyarete geldiklerinde adam bunu
hatırlattı. İşte o an benim bittiğim andır Seyit Abi...

Dünyanın parasını verip aldığım yırtık model jean pantolonumu giymiş sevgilimle dolaşıyorduk. Babamla karşılaştık. Bacaklarıma doğru
aşağılayıcı bir şekilde bakıp,"Hayrola, mahallenin köpekleri kovaladı galiba?"demişti! İşte o an benim bittiğim andır Seyit Abi...

Üniversite yıllarım... Kulak rahatsızlığımdan dolayı hastaneye gitmiştim. Doktor muayene esnasında rahat olmam icin benimle sohbete başladı. "Ögrenci misin?""Evet." "Hangi üniversite?" "Uludağ" "ben de oradan mezun
oldum. "Hangi bölümde okuyorsun?" "İşletme" dedim ve bombayı patlattım: "siz hangi bölümden mezun oldunuz?" "sence?" İşte o an benim bittiğim andır Seyit Abi...

Sabah ofiste telefonla konuşuyordum. Telefonu omuzumla başımın arasına sıkıştırmıştım. Elimin birinde cep telefonu, diğerinde poğaça vardı.
Cep telefonumu şarj etmek isterken şarj aletinin ucunu birden poğaçaya soktum! Gören oldu mu diye kafamı çevirince de müdürümle göz göze geldim. Sırıtıyordu. İşte o an benim bittiğim andır Seyit Abi...

Lise 1. sınıftaydım. Kimya dersinde "ısınan maddeler genleşir" konusunu anlatan hocamız, "Örneğin pirinç "deyince atladım: "Haklısınız hocam yaa! 2 bardak pirinci ısıtinca koca bir tencere pirinç pilavı oluyor." Hoca, "Oğlum bu yemeklik pirinç değil, metal olan pirinç "deyince bütün sınıf
gülmekten yerlere yatmıştı. İşte o an benim bittiğim andır Seyit Abi...

Yirmili yaşlarım. Çok romantik bir sahneydi. Sevgilim kucağıma başını koymuş, ben de saçlarını okşuyordum. birden başını kaldırdı, "Pantolonunun yıkanma zamanı gelmiş" dedi! İşte o an benim bittiğim andır Seyit Abi...

Eve gitmek üzere Bakirköy dolmuşu bekliyordum. Sigaramın kalmadığı aklıma gelince önünde durduğum tekel bayiine girecekken minibüs geldi. Apar topar bindim. Şoföre parayı uzatıp, "bir Monte Carlo" dedim! Adam birkaç saniye yüzüme bakıp, "Abi bu Bakirköy'e gider" diye cevap verdi! İste o an benim ve şoförün bittiği andır Seyit Abi...






Türk Basınının Gerçekleri 
Kaza yerinin etrafını önce polis kordonu sonra da büyük bir meraklı kalabalığı çevirmişti.. Gazetesine,iyi bir kaza fotoğrafı yetiştirmek isteyen uyanık foto
muhabiri çemberleri aşamayınca "Yol verin.. Yol verin.. ben kaza kurbanının oğluyum" diye bağırmağa başladı. Kenara çekilip yol verdiler.. Foto muhabiri yaklaştı.Arabanın önünde bir eşek yatıyordu. :-))))





Doğum Günü 
Çiçekçiye giren adamın kolunda sıyrıklar, sol gözünde bir morluk vardı.
- bir düzine kırmızı gül istiyorum, dedi ve hemen ekledi. Karımın doğum günü icin, tazesinden rica ediyorum.
Çiçekçi:
- Başüstüne, dedi. Hangi gün icin?
Adam koluyla gözünü işaret etti:
- Dündü





Müslim 
Yine bir gün televizyonda müslüm baba bir kaç parçadan sonra şöyle dedi evet sayın izleyicilerim şimdi biraz coşuyoruz.
ŞU DAĞLARDA KAR OLSayDIM.





Profesör 
Adamın biri balona binmiş ve uçarken yolunu kaybedip bilmediği bir yerde bir çayıra doğru sürüklenmiş. Balonun aşağıda çok yaklaştığı bir sırada aşağıda birini görmüş ve sormuş:
- Kayboldum, nerede olduğu söyleyebilir misiniz?
- bir çayırın üzerinde uçmakta olan bir balonun icinde şu kadar yüksektesin!
Balondaki şahıs bu cevap üzerine:
- siz profesör olmalısınız.
- Evet, nereden anladınız?
- Söylediğiniz her şey %100 doğru fakat verdiğiniz bilgiler hiç bir işe yaramıyor.
bunun üzerine aşağıdaki adam, yukarıya seslenir:
- siz de işadamı olmalısınız.
- Evet, siz bunu nereden anladınız?
- birincisi, kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi, nereye gitmek istediğinizi, amacınızı bilmiyorum ve tamamen kaybolmuş durumdasınız, buna rağmen size yardımcı olmamı bekliyorsunuz. İkinci olarak da, benimle karşılaşmadan önce hangi durum ve pozisyonda idiyseniz şimdi de aynı yerdesiniz buna rağmen beni suçluyorsunuz.





Terazi 
Nam-ı Kemal ile bir Fransız bir gün Palandökene geziye çıkar. Şanslarına çığ düşer ve en yakın mağaraya girerler. Çığ mağaranın girişini kapatmıştır artık.
1 gün 2 gün bunlar açlıktan ölecek hale gelirler ve kurnaz Nam-ı Kemal akıllı bir fikir atar ortaya:
-Böyle olmaz aclıktan ölürüz böyle giderse gel sen benim ağzıma et bende senin der. herkes eşit miktarda... Fransızda okey der. Önce fransız eder 200 gr sıra Nam-ı Kemal'e gelmiştir. N.Kemal ağzına ederken Fransız da bunun pipisi ile oynar ve Nam-ı Kemal 2kg sıçar.
Fransız itiraz eder sen neden fazla ettin diye Nam-ı Kemal'de söz mü yok:
- "kardeşim sende teraziyle oynamasaydın"





Şebeke Arıyor 
Cep Telefonunun ilk çıktığı zamanlar. Kahveci Mustafa yeni bir panasonic cep telefonu almış. Hava atmak icin o akşam bara içmeye gitmiş. Gecenin ilerleyen saatlerinde gözü cep telefonuna takılır cep telefonunda (cep telefonunun çekmediği yerlerde telefonun ekranında yazan) ŞEBEKE ARIYOR yazısını görür. Barda fazla gürültü olduğundan telefonu alır ve dışarıya çıkar. Dışarı çıktığında telefondaki şebeke arıyor yazısı haliyle silinir. Kahveci Mustafa şaşırır. İçeri girer Şebeke arıyor, dışarı çıkar birşey yok. Kim Lan Bu Şebeke ikide birde beni arıyor der.





Teknoloji 
bir Türk, Japon arkadaşının daveti üzerine Japonyaya gidiyor.
birkaç gün gezdikten sonra arkadaşı onu çalıştığı fabrikaya gütürüyor.
teknoloji muazzam. japon;
- ''Bak, burada robot yapıyoruz. Şu robotlar üç öğün yemeğini hazırlar ve getirir. Şunlar bebek bakar. Şunlar araba bile kullanır''.
bizim Türk vatandaşı hayretler icinde kalır.
Dolaştıkça gözleri fal taşı gibi açılır. Japonyadan ayrılırken
arkadaşı Türkiye'ye mutlaka gelmek ve teknolojisini görmek istedigini söyler ve o gün gelir. fakat bizim Türk nereyi gezdireceğini bir türlü bilemez. Düşünür ne göstermelide altında kalmamalı Japonyada gördüklerinin. Aklına hamam gelir.
Japon ne anlar Türk Hamamından, alır götürür. Japona ilginç gelir;
- ''Ne oluyor burada?''.
- ''biz burada insan yapıyoruz''.
- ''Sahi'mi?'' der Japon. bir odanın kapısını açarlar. İçeride tellak
bir adamın kolunu ovmaktadır.
- ''Bak, burada kollar monte ediliyor''.
bir başka odada bacak ovulmaktadır.
- ''Buradada bacaklar takılıyor''.
Japon bu sefer hayrette. Diğer odanın kapısını açarlar. İçeride iki adam altlı üstlü iş üstündeler. Japon sorar;
- ''Peki burada ne oluyor''.
- ''Burada montaj bitmiş delikler deliniyor''.