Kayserilinin Dileği
Gözleri
kör yanlız ve yoksul bir Kayserili kırlarda başıboş dolanırken
bastonuna değen sihirli lambayı alıp icinden Cin çıkarmayı başarmış. Bu
isten hayli bıktığı belli olan Cin Kayseriliye şöyle bir baktıktan
sonra;
-
"senin hayli isteğin vardır; şimdi sen gözlerin açılsın istersin,
zenginlik dilersin, evlenmeyi arzularsın, ama uğraşamam. Sadece bir
dileğini yerine getireceğim. iyi düşün ve ne isteyeceksen iste." demiş.
Kayserili biraz düşündükten sonra dileğini söylemiş;
-"Çocuğumun saatlerce altınlarımı saymasını görmek istiyorum"
58 Kayserili Ve 1 Laz
bir
uçakta 58 kayserili ile 1 laz yolculuk yapıyorlarmış kaptandan bir ses
gelmiş uçaktaki ağır eşyaların hepsini atın yoksa düşecez bunun üzerine
tüm ağır eşyalar atılmış. 10 dak sonra kaptan tekrar seslenmiş uçağın
sağ kanadını koparmak zorundayız yoksa düşecez kanadıda koparmışlar.
sonra kaptan tekrar seslenmiş sol kanadıda koparacaz. uçak kanatsız
ilerlerken kaptan seslenmiş kusura bakmayın ama uçağın alt kısmını
kesmezsek hepimiz ölecez tüm yolcular yukarıdaki tutacaklara tutunmuşlar
ve alt kısım kesilmiş. yolculuk devam ederken kaptan bu son isteğim
malesef kontrolü sağlayamıyoruz o yüzden icinizden 1 kişinin atlaması
lzım der bunun üzerine 58 kayseliri laza döner laz ise şöyle der başını
sallayarak tamam tamam anladım ama hani alkış der kayserililerde
alkışlar.
Kayserili Ile İstanbullu
Kayseri`linin
biri ile İstanbul`lu Sultan Ahmet Camii önündeki kuşları görmüşler ve
bizim Kayseri`li aaa guşlara bak demiş yanındaki İstanbul`lu da onlar
guş değil kuş demiş ve adam şöle bir bakmış:
-Emmede guşa benziyor demiş.
Topumu Tüfeğimi Geri Ver
Çanakkale
Muharebesinde Kayseri`li bir nefer topunun başına nöbete gelmiş.
Muharebenin şiddetli bir zamanı değilmiş, şurada bir abdest tazeleyim
demiş. Tüfeğini de topun üzerine bırakmış.
-Topum,
tüfeğimin emaneti sana, diyerek ilerideki çukura gitmiş. Bu sırada
komutan gelmiş, bakmış ki topun başında kimse yok, bir de nefer tüfeğini
topun namlusuna asmış. Çok hiddetlenmiş, şu tüfeğini alayım da hesabını
versin bakalım diye kızıp köpürmüş ama tüfeği de topun namlusundan bir
türlü sökemiyormuş. Komutan:
-Ulan
uyanık Kayseri`li bu tüfeğe ne yaptı da sökülmüyor böyle diye
düşünürken Kayseri`li de çıkagelmiş. Komutan açmış ağzını yummuş gözünü,
demediğini bırakmamış.
-Şu tüfeği de nasıl yapıştırdıysan sök yerinden demiş. Nefer:
-Yapıştırmadım komutanım demiş. Topa yaklaşmış:
-Topum
tüfeğimi geri ver demiş ve komutanın şaşkın bakışları arasında tüfeği
almış. Komutanın gözleri yaşarmış, askeri kucaklamış ve onunla
helalleşip yanından ayrılmış.
Amerikalı Kayseride
Amerikalının
biri esegiyle kayseri gitmiş.Semt mahallesine varmış.Canı bişeyler
yemek istemiş. 10 yasında bi cocuk çagırmış gel olum demiş.çoçuga
demişki benim karnımı doyuracak,eşegime yem olucak boş zamanımda beni
meşggul edecek bişeyler al demiş.1 lira para vermiş.Çocuk gitmiş bi tane
karpuz alıp gelmiş.amerikalı demişki ula ben bunu ne yapacagım demiş.
Çocuk demişki icini kendin yiyecem,kabını eşege verecen,çekirdeğinide
kendini çitecen demiş.
Kayserili Müşteri
KaySERİLİ
BİR MÜŞTERİ İSTANBULDA BİR TAXİ'YE BİNMİŞ, TAKSİ YOKUŞ AŞAĞI GİDERKEN
BİRDEN FRENİ PATLAMIŞ, ŞÖFÖR PANİK İÇERSİNDE HIZLA YOKUŞ AŞAĞI İNİYORMUŞ
KaySERİLİ; TAKSİ METRE YE BAKIP PANİK İÇİNDE DURDUR ŞU ARABayI DİYEREK
BAĞIRMIŞ SÖFÖR; DURDURAMIYORUM FREN PATLADI!!! KaySERİLİ; TAKSİMETREYİ
KAPAT O ZamaN.
Ben Bilmez Miyim?
Ermeni
bir gün kayseriye gelir.Kayserili bir çocuğu kandırarak elindeki parayı
almak ister.Çocuk :ona dediklerini yaptığı taktirde parayı vereceğini
söyler.söyle bakalım der ermeni.çocuk:beni sırtında şuraya kadar taşı
der.ermeni taşır.sonrada bir eşek sesi çıkar der. Ermeni başlar
anırmaya.Sonra ermeni parayı ister.Çocuk:ermeniye sen eşşek olmakla
paranın değerini biliyonda ben kayserili olarak bilmezmiyim der.
Kayserili Ile Karadenizli Ticareti
Kayseri`li
birgün hayvan pazarına bir öküz almaya gitmiş Karadeniz`linin birisiyle
pazarlığa tutuşmuş anan aşağı baban yukarı pazarlığı bitirmişler.
Kayseri`li parayı vermiş öküzü alıp gitmiş aradan bir iki saat geçmemiş
bunlar tekrar karşılaşmışlar Karadeniz`li, Kayseri`liye
-Hani siz Kayseri`liler çok uyanıktınızya ben seni kazıkladım sana sattığım öküzün ayağı topaldı demiş.
Tabi bizim Kayseri`li de hemen yapıştırmış,
-O da bişeymi benimde sana verdiğim paralar sahteydi.
Temel Kayseride
bir
gün temel kayseriyi cok merak edip kayseriye gider.Kayseriye varinca
yuksek bir bina temelin dikkatini ceker ve bakmaya baslar. O sirada
uyanik bir kayserili temelin yabanci oldugunu gorur, yanina gelir ve
sorar, Nereye bakiyorsun sen? Temel cevap verir ha su pinaya bakayrum.
Kayerilide derki o bina benim, kacinci kata baktiysan o kadar para
vereceksin bana der. temelde düsünür sonra 5. kata baktim der ve 5
milyon verir. kayserili parayi alip hemen kacar.
Temelde kendi kendine; bide bu kayserililere uyanik derler 13. kata baktim 5. kat parasi verdim enayiye...
İş Arayan Kayserili
bir
gün Kayserilinin biri İstanbula iş aramaya gider ve gezerken fabrikanın
birinde iş ilanı görür güvenliğe gider oda müdürün yanına gönderir.
Selamınaleyküm der ve müdürün odasına girer müdürde Aaleykümselam der
buyur nasıl yardımcı olabilirim diye adama sorar.
Adam;
-ben iş müracaatı icin geldim der.
Müdür
adamın konuşmasından Kayserili olduğunu anlar ne iş yaparsın diye
sorar. Adamda ne iş olursa yaparım yeterki iş olsun der.Müdür gülmeye
başlar, adam müdür gülünce acaba yanlış bir şey mi söyledim der. kendi
kendine müdür hemşerim sen nerelisin der, adam Gayseriliyim deyince
müdür yine güler adam niye gülüyorsunuz deyince müdür bende
Gayseriliyimde ondan gülüyorum. Adam dayanamaz sorar müdürüm sen kaç
senedir burda müdürsün?
Müdür 3 senedir niye sordun?
Adam
daha bu fabrikayı 3 senedir üstüne yürütemedin mi sen nasıl
Gayserilisin deyince müdür yürütmeye yürütecektim de fabrikanın sahibi
de Gayserili..
Ölüm Döşeği
Adamın biri ölüm döşeğindedir adam sorar
karım nazife burdamıdır
kadın-burdadır.der
adam-büyük oğlum temel burdamıdır
temel-burdayım babacuğum
adam-güzel kızım fadime burdamıdr
kız-burdadır babacığım
adam-küçük oğlum burdamıdır
çovuk -burdayım babacuğumder
adam _ ulan allah belanızı versin hepiniz burdasınız peki dükkana kim bakacak?
Kayserili Yahudi
Gezgin
bir yahudi'nin yolu kayseriye düşer yahudi her gittigi şehirde bir
şekilde ticaret yapar ve para kazanır yoluna devam edermiş,burdada bir
iş yapmak istemiş,yürürken düşünüyormuş ne yapabilirim derken bir bakmış
dilenci kaldırımda oturmuş dileniyor önündeki tas'ı görmüş tas antika
kafayı takmış ona ileriden dönmüş adamla laflamaya başlamış derken
yahudi ben hayvanları çok severim bana bu tastan süt içen kediyi
satarmısın demiş adamda neden olmasın satarım demiş yahudi sormuş kaç
lira istiyorsun demiş, dilenci 500 lira istiyorum demiş yahudi yuh demiş
bu kedi okadar etmezki demiş işine gelirse demiş dilenci,yahudi
düşünmüş hesap yapmış ben butası 500 liraya alırım 750 liraya satarım
der ve tekrar dilencinin yanına giderek ver bakalım kediyi der 500
lirayı sayar verir ve kediyi alır gider 1 gün sonra tekrar gelir bakar
dilenci orada oturuyor,kediyle yanına giderek arkadaşım bu kedi dünden
bu yana hiç bir şey yemedi herhalde alıştı bu kaptan süt içmeye,dilenci
derki ne yapabilirim,yahudi şu önündeki tas'ı versene bana demiş dilenci
neden demiş,yahudi kedi bir şey yemiyor alışmış verde yemegini onda
yesin ,dilenci 500 lira ver vereyim demiş,yahudi ya bu tas o kadar
etmezki demiş düşünmüş tas 750 lira ikisinin toplamı 1000 lira demiş
sonra al ozman kedini ver paramı demiş,dilenci veremem demiş ,yahudi
neden diye sormuş,dilenci ben tas'ın sayesinde günde 10 tane kedi
satıyorum demiş,yahudi bir daha kayserinin yakınından bile geçmemiş.
Kayserili Aklı
Kayserili
baba oğul evin bahçesinde otururken çocuk birden babasına döner ve baba
bana 5 milyon verirmisin kız arkadaşımla buluşcam demiş.
baba: neee 4 milyon mu napcan 3 milyonu oğlum 2 milyon neyine yetmiyo al şu 1 milyonun 500 bin lirasını geri getir..
çocuk babasına dönerek ehehehe nasıl kandırdım ama seni bana zaten 500 bin lazımdı vermiyeceğini biliyodum.
Babası way kerata verdiğim 500 sahte olmasa beni kandıracaktın değil mi?
Kayserilinin Duası
Kayserili
ve temel bir gün camide dua ederler temel: allahım bana hanlar hamamlar
cok para nasip et diye dua etmektedir yan tarafta dua eden kayserili:
allahım temele cok para ver diyerek ellerini açarak göz yasları icinde
dua etmektedir bu sırada yanlarında duran biri kayseriliye sorar :neden
kendin icin istemiyorsun arkadasını bu kadar çok mu seviyosun kayserili
cevap verir: temelin duası kabul olur allah temele versin ki ben o
parayı altından girer üstünden çıkar bir sekilde alırım.
Dilek Cini
birgün
kör,çirkin (henüz evlenememiş),fakir bir Kayseri`li kadının karşısına
bir cin çıkar.Cin, kadına kendisinden sadece bir istekte bulunmasını
ister.Kadın biraz düşünür, cin ona yardımda bulunmak ister ve kadına
şunları söyler :
-İstersen zengin olmayı,istersen uzun yaşamayı, istersen evlenmiş olmayı, istersen de gözlerinin görmesini dileyebilirsin der.
kadın ona şu yanıtı verir:
-Torunumun bana altın tas icinde su getirdiğini görmek istiyorum.
2x2
kayserili birisine sormuşlar iki kere iki kaç eder diye;
o da:
-alacaklımıyım vereceklimi?
demiş.
Topum Tüfeğimi Geri Ver
Çanakkale
Muharebesinde Kayseri`li bir nefer topunun başına nöbete gelmiş.
Muharebenin şiddetli bir zamanı değilmiş, şurada bir abdest tazeleyim
demiş. Tüfeğini de topun üzerine bırakmış.
-Topum,
tüfeğimin emaneti sana, diyerek ilerideki çukura gitmiş. Bu sırada
komutan gelmiş, bakmış ki topun başında kimse yok, bir de nefer tüfeğini
topun namlusuna asmış. Çok hiddetlenmiş, şu tüfeğini alayım da hesabını
versin bakalım diye kızıp köpürmüş ama tüfeği de topun namlusundan bir
türlü sökemiyormuş. Komutan:
-Ulan
uyanık Kayseri`li bu tüfeğe ne yaptı da sökülmüyor böyle diye
düşünürken Kayseri`li de çıkagelmiş. Komutan açmış ağzını yummuş gözünü,
demediğini bırakmamış.
-Şu tüfeği de nasıl yapıştırdıysan sök yerinden demiş. Nefer:
-Yapıştırmadım komutanım demiş. Topa yaklaşmış:
-Topum
tüfeğimi geri ver demiş ve komutanın şaşkın bakışları arasında tüfeği
almış. Komutanın gözleri yaşarmış, askeri kucaklamış ve onunla
helalleşip yanından ayrılmış.
Sonra Da Onu Yeriz
Trenle
İstanbula yolculuk eden Kayseri`li tanıştığı arkadaşıyla biraz
sohbetten sonra çantasından çıkardığı pastırmalı yiyeceklerden
arkadaşına da ikram eder. Arkadaşı,
-Sağol benim basurum var ben yemeyeyim deyince ,
Kayserili gayet ılımlı bir tavırla :
-olsun onuda biraz sonra yeriz demiş
Birlikten Güç Doğar
bir İngiliz: Holigan;
İki İngiliz: Kavga;
Üç İngiliz: Savaş;
bir Fransız: Aşık;
İki Fransız: Duel;
Üç Fransız: Paris komunası;
bir Zenci: Basketçi;
İki Zenci: Basket takımı;
Üç Zenci: Güneş tutulması;
bir Kayserili: Satış noktası;
İki Kayserili :Küçük bir pazar;
Üç Kayserili: Hipermarket;
Yerde Para Buldum
bir gün Kayseri'lilerle lazlar savaş yapıyorlarmış.Kayseri`lilerin aklına bir fikir gelmiş.Demişlerki;
-Bu laz'ların hemen hemen yarısı Temel, diğer yarısıda Dursun'dur .ve daha sonra savaşın ortasında bağırmaya başlamışlar:
-Temel! Temel!!!
Laz'lardaki Temel`ler kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.
Daha sonra Kayseri`liler :
-Dursun! Dursun!!!!
Diye
bağırmışlar. Dursun`larda kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.
Laz'lardan çok az kişi kalmış ve onlarında aklına bir fikir gelmiş.ve:
-Yerde para buldum bu kimin?
diye bağırmışlar. Bütün Kayseri`liler kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.
Kayseri`li Karadeniz`li Alışverişi
Kayseri`li
birgün hayvan pazarına bir öküz almaya gitmiş Karadeniz`linin birisiyle
pazarlığa tutuşmuş anan aşağı baban yukarı pazarlığı bitirmişler.
Kayseri`li parayı vermiş öküzü alıp gitmiş aradan bir iki saat geçmemiş
bunlar tekrar karşılaşmışlar Karadeniz`li, Kayseri`liye
-Hani siz Kayseri`liler çok uyanıktınızya ben seni kazıkladım sana sattığım öküzün ayağı topaldı demiş.
Tabi bizim Kayseri`li de hemen yapıştırmış,
-O da bişeymi benimde sana verdiğim paralar sahteydi.
Nereli
birgün
Kayseri ile Niğde sınırında ölmüş biri bulunur. İnsanlar hemen toplanıp
ne yapacaklarını düşünürler.Polis adamı hangi şehre götüreceğini
bilmiyordur. Ordan geçen bir Kayseri`li duruma el koyar ve şöyle der.
-Ağzını koklayın sarımsak kokuyorsa Kayseri`ye ;soğan kokuyorsa Niğde`ye götürün demiş.
Kayseri`li İle Muş`lu
bir gün Muş'lunun biri Kayseri`li birini görür ve Kayseri`liye sorar,
-Hemşerim siz neden uyanıksınızda biz uyanık değiliz der,
bunun üzerine Kayseri`li
-Ha sen git şurdan bir kilo balık al gel der
Balığı yemeye başlarken Kayseri`li
-sen kafasını ye kafası insanın zihnini açar der.
Aradan bir süre geçer ve Muş`lu sorar
-Hemşerim kafasını yiyom sen etli tarafını yiyon ve bişey anlamıyom olmaz böyle şey diyor ve itiraz eder,bunun üzerine
-Bak gördün mü nasıl akıllandın.
Ekmeğin Parasını Ver Yeter
Köyden
Kayseri'ye gelen köylü sabah kahvaltısı icin bir lokantaya girmiş.
Sabahın erken saatleri olduğu icin oldukça kalabalık olan lokantada yer
bulamayan köylü kasiyerin yanındaki küçük masaya oturmuş.
Garson
gelince mercimek çorbası söylemiş, fakat bizim köylünün karnı çok
acıkmıştır ve çorba gelene kadar ekmek sepetindeki bütün ekmekleri
yemiş.. Çorba gelince onu da içmiş. Giderken kasada oturan Hacı Ağa'ya
borcunu sorduğunda Hacı Ağa: "Ekmeğin parasını ver de çorba bizden
olsun" demiş.
Kadın İçin
Kayserili Pire Mehmet, istasyonda çok sıkışınca, gözü hiçbir şeyi görmez olup kadınlar tuvaletine doğrulmuş.
bir hemşehrisi önüne geçmiş:
-Ne yapıyorsun, burası kadınlar icin...
Uçkurunu eline almış olan Pire Mehmet:
-"Bu da kadınlar icin!" deyip içeri dalmış.
Kayserı İle İstanbul`lu
Kayseri`linin
biri ile İstanbul`lu Sultan Ahmet Camii önündeki kuşları görmüşler ve
bizim Kayseri`li aaa guşlara bak demiş yanındaki İstanbul`lu da onlar
guş değil kuş demiş ve adam şöle bir bakmış:
-Emmede guşa benziyor demiş.
50 Bin
Kayseri`li bir adamın bir çocuğu varmış.
bir gün çocuk babasından 500 bin istemiş.
Babası da ne 400 bin mi ne yapacaksın 300 bini,200 bin yetmez mi, al şu 100 bini der ve 50 bin lira verir.
Çocuk sinsi sinsi gülmeye başlar.
Babası da merak eder ve sorar:
-Niye gülüyorsun evladım.
Çocukta bana zaten 50 bin lazımda bilerek 500 bin istedim der.
Babasıda cevap verir;
-Ulan sahte 50 bin vermeseydim kazıklayacaktın beni der.
Kayseri`li Ve Terzi
Kayseri`li Ali`ye babası hayat dersi veriyormuş oğlum senden ne kadar isterlerse istesinler yarısından fazla verme.
Ali birgün terziye takım elbise diktirmiş.
Kayseri`li sormuş borcum nedir?
Terzi cevap vermiş 6 milyon
Kayseri`li mümkün değil 3 milyon demiş.
Terzi kurtarmaz 4 milyon demiş.
Kayseri`li mümkün değil 2 milyondan fazla vermem demiş.
Terzi lanet olsun tamam demiş.
Bu sefer Kayseri`li 1 milyondan fazla vermem demiş.
Terzi sinirlenmiş para falan istemiyorum al elbiseni defol demiş.
Kayseri`li bir takım elbise daha dikmezsen şurdan şuraya gitmem demiş.
Eski Araba
İki
tane çiftçi; biri Adanalı diğeri Kayserili, sohbet ediyorlarmış; bu
arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar.. Adanalı başlamış :
- "bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz."
demiş... Kayserili de bunun üzerine:
- "Yav bizim de vardı öyle eski bi arabamız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık..."
Aynı İlaçlar
Doktor,
muayenehaneye ilk kez gelen hastadan 50 bin, sonraki muayenelerde 30
bin lira aliyordu. Bunu öğrenen Kayserili, muayeneye ilk gidişinde:
- İşte yine geldim doktor bey dedi.
Doktor soyunmasıni söyledi. Muayene etti, ücretini aldı:
- Sağlığınız düzeliyor. aynı ilaçları kullanmaya devam edin!
Hemeroid
Kayseri'linin
birisi istanbul'a gitmek üzere trene binmiş. Tren kalktıktan sonra
yanındaki çantadan pastırma çıkarmış, tam yiyecekken karşısındaki adam
dikkatini çekmiş ve ona uzatarak:
-Hemşerim yir misin demiş. Karşısındaki adam:
-Sağolasın benim hemeroidim var. kayserili:
-olsun... önce bunu ye sonra onu da yersin...
Kayserili
Oğlu, Kayseriliden para istedi:
- "Baba 500 bin lira verir misin?" Kayserili :
- "400 bin mi? Naapcan lan 300 bini. 200 bin neyine yetmiyor. Al sana 100 bin yeter." der ve çıkartıp 50 bin lira verir.
bunun üzerine oğlu pişkin pişkin güler:
- "Baba bana zaten 50 bin lira lazımdı." Kayserili :
- "Bak kerataya, sahte para vermesem kazıklayacaktı beni.."
Yahudi Ve Kayserili
Yahudi'nin
biri pazara topal esegini satmak icin götürür fakat aliciyi kandirsin
diye esegin tirnaginda bir çivi çakar. Esege bir Kayserili müsteri
çikar. Kayserili ayaktaki çiviyi görür, "icinden çiviyi çikaririm eşek
düzelir," diye düsünür. Parayi verir eşeği alır. Yahudi ertesi gün sagda
solda övünür: "siz Kayserililer açik gözüz diye övünürsünüz, esek
anadan dogma sakatti o çiviyi ben çaktim aliciyi aldattim!" Duyanlar
esegi alan Kayserili'ye kosup anlatirlar. Kayserili eline dizine vurur:
"Tuh yahu, verdigim para sahte olmasaydi bayagi kaziklanmistim!"
Sabancı
Ünlü
sanayicimiz Sakıp Sabancı bir gün bir ili ziyarete gitmiş. Onu tanıyan
yaşlı bir adam yanına yaklaşarak: -Ağam Lassa, Toyotasa, Çimsa senin mi?
demiş. Sabancı “evet” demiş. Bu söz karşısında yaşlı adam yine sormuş:
-Manisa, Fransa, Bursa’da mı senin?
Sabancı
“sayılır” demiş. Şaşkınlığını gizleyemeyen yaşlı adam tekrar sormuş:
-Bütün malın mülkünün öbür dünyada sualini nasıl vereceksin demiş.
Sabancı: - Ne düşünüyon gardaşım. İsa da, Musa da bizim.
ARISINI SEN YARISINI BEN
Beyaz
eşya ticareti ile uğraşan S.P. nin buzdolabı sattığı bir müşterisi
önceden borçlandığı halde borcu ödemek istememiş ve hatta imzasını inkar
etmiş. Olaydan çılgına dönen S.P. bir öfkeyle dükkanından fırlayıp
soluğu yakın dostu O.A. nın yazıhanesinde almış.
- Gardaşım O.A., şu
senette imzası olan pezevenk hem borcunu vermiyor, hem de imzasını
inkar ediyor. Vallahi de billahi de imza o dürzünün. ama benim değil
diyor. Al şu senedi bu ahlaksızı sıçırt, yarısını sen ye yarısını ben
ONLARDA SENİN
Geyik
Ali Ağa koyu bir CHP muhalifi, karısı da koyu bir CHP’li. 27 Mayıs
ihtilalinin CHP’lilerin kışkırtmaları sonucu meydana geldiğine
inandığından olacak 27 Mayıs sabahı
elinde
tespih evin icinde bir ileri bir geri öfkeli öfkeli yürüyor. bir yandan
da ihtilali yapanlara, CHP’lilere ana avrat küfrediyormuş. Kocasının
küfürlerine dayanamayan eşi aynı öfkeyle Ali Ağaya diklenmiş:
-onlarda senin evradını
GÜL ÇAVUŞ MEHMET AĞA
Köyünden kalkıp alışveriş icin şehre gelmişti. Hacı efendi
çarşısında bir manifaturacının önüne heybesini bırakıp selam verdi.
Dükkancı:
-Hoş geldin ağa. Adın ne senin bakalım?
-Gül Çavuş Mehmet Ağa...
-Bak arkadaş, gül mevsimi geçti. Çavuşluk askerde kaldı. Ağa ananın uydurması. sen şuna doğruca Mehmet de...
OĞLAN DOĞURACAK KIZI
Nevşehirli Mal Müdürü Süleyman bey Kayseri’den evlenmiş. Peş
peşe beş kızı olmuş. bir gün sohbet esnasında yakın dostu Cıngıllıoğlu Salih Efendiye bu durumdan şikayetçi olunca,
Salih Efendi:
-Kayserili oğlan doğuracak kızı sana hiç verir mi? Demiş.
PİDENİ YERİM PİDENİ
Zeki Yahyabeyoğlu İstasyon lokalinden çıkarak bir taksiye biner.
aylardan
Ramazan vakit iftara yakın. Taksi biraz hızlıca gitmekte iken Arif
Molu’nun apartmanının önünden bir genç kız ellerinin üzerinde iki
pideyle karşıya geçmek üzere yola atlar.
Otomobil
büyük bir cayırtı ile durduysa da kızcağız hiç istifini bozmadan yolu
geçiyor. Şoför çılgına döner ama küfredemez. Hem ramazan hem iftar
vakti. Ön kapıyı açarak bir ayağını yere basıp öfkeyle kızın arkasından
seslenir:
-Pideni yerim pideni.
DEFTERDE YER OLURSA
Yakın bir arkadaşı rahmetli Taki Cebeci’ye sorar:
-Şu şu haltları, şu şu kusurları işledim. Acep Allah günah yazar mı?
Arkadaşını iyi tanıyan Taki bey cevap verir:
-Yazmasına yazar da defterinde yer bulursa...
KIBLE NE TARAF
Rahmetli Mehmet Turnacıoğlu uçakla Ankara’ya gidiyormuş. Uçak
havalandıktan biraz sonra Turnacıoğlu zile basıp hostesi çağırmış:
-Namaz vakti geldi kızım kıble ne taraf?
Hostes hanım meslek yaşamında hiç karşılaşmadığı bir soruya muhatap olmuş. bir an duralamış, sonra:
-bir dakika müsaade edin kaptana sorayım, demiş.
Kokpite kadar gidip döndükten sonra:
-Kaptanın selamı var, Ankara’ya kadar sabretsinler. Orada kaza ederler diyor, demiş.
ALDIĞINI GETİRSEYDİN
Hacı
Seyit Mehmet Ağa yardımsever, kimseyi incitmeyen, insanlara iyilik ve
yardım edinmeyi şiar edinmiş kişiliği ile ün edinmiş bir insanmış. bir
gün bir tanıdığı hocadan beş lira ödünç istemiş. Hoca efendi dükkanın ön
kısmında üzerinde oturduğu minderin ucunu kaldırıp oradan aldığı beş
lirayı adama uzatmış. Aradan zaman geçmiş, aynı kişi yine gelmiş.
Hocadan bir beş lira daha ödünç istemiş. Hoca minderin ucunu kaldırıp bakmış ve:
-A evladım, burada para yok. Geçenlerde aldığın parayı getirseydin yine buradan alıp götürürdün, demiş.
ARMENEK
Mehterin
Yunus Ağanın Armenek adında gayrimüslim bir katibi vardı. bir gün
Armenek’in karısı hastalandı. Armenek ağanın huzuruna çıkıp ilaç almak
icin para ihtiyacını söyleyince ağa büyük bir iyi niyetle :
-Oğlum
Armenek, şimdi ilaca niye para vereceksin. Geçenlerde kadınım
hastalanmıştı. Doktor bir sürü ilaç verdi. ama hiç birini içmedi. Eve
git o ilaçları al hastana içir.
KAFI GAYIN OKUYANLARDANIK
Yüzbaşı birliğine yeni gelen erleri tanımak istiyormuş. Sabah
içtimasında erleri dizmiş ve:
- Sivaslılar bir adım öne çıksınlar.
birkaç Sivaslı çıktı.
- Nevşehirliler bir adım öne çıksın. çıktılar.
- Kayserililer bir adım öne çıksınlar.
birkaç er öne çıkmışlar. tam bu esnada arkadan bir el kalkmış.
-Yüzbaşım şu yanı başında duran arkadaş Kayserili değil.
Yüzbaşı işaret edilen çocuğu yanına çağırdı.
-sen nerelisin?
-Gonyalıyım.
-Nicin Kayserililer ile çıkıyorsun?
Er muzip bir şekilde cevap verdi:
- Ne fark eder yüzbaşım. Ha Gayseri ha Gonya ... Kaf’ı Gayın okuyanlardanık.
NE ÇABUK UNUTTUN
Kuşoğlu Bekir Efendi öğretmen okulunu bitirip geldikten sonra
Billur Bağlarında otururken karşı tepeleri işaret ederek:
-Şu tağlar, ne tağları, diye güya dil kırmış.
Yakın arkadaşı pastırmacı Faik Sarıyazgan:
-Ne çabuk unuttun Bekir, b.k deşirdiğimiz (tezek) dağları.
KAPIYA BASTIRILACAK ALET DEĞİL
Rahmetli Ahmet Hilmi Güçlü Düvenönün’de Asım YAHYABEYOĞLU’na rastlamış. Yahyabeyoğlu hocanın elini öpüp hatırını sormuş. Hoca:
-Kulak asma iyi değilim.
Yahyabeyoğlu:
-Hayrola hocam, diye sormuş.
Hoca:
-Doktorlar
damar sertliği diyorlar. Yaşlılıktan ileri gelirmiş. İhtiyarlık kapıya
bastırılacak bir alet değil. Niye dersen? İnsan ihtiyarlayınca yumuşak
durması gereken yerleri sertleşiyor. Sert durması gereken yerleri
yumuşuyor.
EKMEK Mİ KETE Mİ YERSİNİZ?
Hacı Seyit Mehmet Ağa Hisarcıktaki bağını belletmek icin amele götürmüş. bir süre çalışan işçiler:
-Ağa karnımız acıktı. bize biraz yemek ekmek getirsen, demişler.
Hacı:
-Şimdi ekmek mi yersiniz yoksa biraz bekler kete mi yersiniz, diye sormuş.
Ameleler:
-Çoktandır kete yemedik, biraz daha sabredelim kete yiyelim, demişler.
bir vakit sonra hacı efendi sofrayı kurmuş ekmekleri getirmiş. Kete bekleyenler umduklarını bulamamanın düş kırıklığı ile:
-Hacı efendi hani bize kete yedirecektin ne oldu?, diye sorunca hacı efendi cevabı kondurmuş.
-Oğlum insan acıkınca ekmek kete olur, der.
ESKİ ZAMANLARIN HATIRASINA BİR DAYAK
Uzunyayla’da
etnik kabileleri bir arada tutan kültürler mozaiğidir. Pınarbaşı’nın
Yukarı Boran köyü daha önce Çerkezlerin çoğunlukta olduğu bir köydür.
Ali Çavuş kabilesi de bu köye göçmüş. Köyde büyük zorluklarla
karşılaşmış. Her gün kavga nizah... Yıllar bu şekilde akıp gitmiş. Artık
Ali Çavuş ve akranları yaşlanmışlar. Köyde kavga ettiği komşuları,
arkadaşları birer ikişer bu dünyadan göçüp gitmişler.
Harman zamanı bakmış ki Ali Çavuş, kendini yıllar önce döven bir komşusu geliyor. Çocuklarını, kabilesindeki gençleri toplamış.
-Bakın,
şu gelen adam zamanında bana çok kötülük etti. bizim harmanın yanından
geçerken, harmanımızı niye çiğniyorsun diye bir bahane atın ortaya,
dövün adamı. ben size höt hüt der, biraz kızarım, demiş.
Adam, harmanın yanından geçerken gençler:
-Ulan harmanımızı niye çiğnedin, diyerek yabalarla dirgenlerle adama vurmaya başlamışlar. Ali Çavuş saklandığı yerden çıkarak:
-Ulan namussuzlar, babanız dedeniz yaşındaki adamı dövmeye utanmıyor musunuz, diye bağırıp çağırmaya başlamış.
Yerde yatan adam eliyle ağzının kenarını silerken:
-Vallaha Ali Çavuş büyük adam diyordum da kimse inanmıyordu, demiş.
BASTONA DAYANA DAYANA
Kayseri
eşrafından Cıngıllıoğlu’nun Nuh Naci Ağa, bağına bir Kıbrıs eşeği ile
gider gelirmiş. bir ayağı aksayan ve baston kullanan Esat Ağa ise
katırla. bir gün Nuh Ağanın eşeği aksamaya başlamış. Esat Ağa yolda
yetiştiği Nuh Ağaya saygıda kusur göstermek istemediği icin geçmezmiş.
Yanında durur ama takılmadan da edemezmiş:
-Nuh Ağa eşeğin yiğit derdin. Sürsene niye ağırdan alıyorsun?
Nuh Ağa dostuna cevabını yapıştırmış:
-Esat Ağa bizim eşek ağa adamdır. Bastonla yürümek istiyor bugün. İşin acele ise sen sür git.
ASKER ARKADAŞLAR
Kayserili Mehmet Ağa, Çanakkale’ye askerlik görevine gider. Orada
Trabzonlu
Cengiz ile aynı bölükte görev alır ve onunla tanışıp candan arkadaş
olurlar. 36 ay askerlik süresince birbirlerine kenetlenir kan kardeşi
olmaya karar verirler. Derken askerlik bitiminde Mehmet Ağa Kayseri’ye,
Cengiz Ağada Trabzon’a döner. Aradan 25 yıl geçer. birbirleri ile sadece
mektupla iletişim kurarlar. Cengiz Ağa bir gün yol güzergahı Adana’ya
giderken Kayseri’de iner ve askerlik arkadaşını ziyaret icin evine
gider. Hoş-beşten sonra hal-hatır sorulur.
Cengiz Ağa üç tane çocuğu olduğunu bunların ziraat ile uğraştığını söyler. Kayserili Mehmet Ağa ise dört tane oğlu olduğunu bunları iki tanesinin akıllı iki tanesinin de akılsız olduğunu söyler.
-O nasıl oluyor diye Cengiz Ağa sorar.
Mehmet
Ağa akıllı olan bir tanesi kundura dükkanı açtığını diğerinin ise
giyecek üzerine dükkanı olduğunu , diğer ikisinin ise birinin öğretmen
diğerinin ise memur olduğunu söyler. Cengiz Ağa kızar:
- Ulan
sen nasıl konuşuyorsun okuyan mı okumayan mı akıllı?. ben bu iş
anlayamadım der. Mehmet Ağa ticaretle uğraşanlar has Kayserili okuyanlar
ise Trabzonludur, der.
Coğrafya
Bölük komutani > nu denetliyordu. Hasana sordu:
- Oglum, dünya kac parcadir?
- Bes parcadir komutanim.
- Say bakalim.
- Avrupa, Asya, amasya, Tosya, Okyanusya.
- sen nerelisin?
- Kayseriliyim, komutanim.
- Su haritada Kayseriyi göster bakalim.
Hasan Kastamonuyu isaret edince:
- Oglum, orasi Kastamonu.
- Kayserinin bir mahallesi sayilir, komutanim.
Cehennem Satışı
Kayserili, Papanin cennetten yer sattigini isitince dogru Vatikana gitmis. Papaya:
- Bazi Müslümanlar cehennemlik oldugu icin, demis, cehennemin tapusuyla anahtarini simdiden almak istiyorum.
Uzun
pazarliklardan sonra istedigi fermani ve anahtari elde etmis. bunun
üzerine zengin Hiristiyanlara yönelik bir reklam kampanyasina girismis:
-
Cehennemin tapusu ve anahtari bende. Cehenneme girmek istemeyenler,
benden belge alabilirler. Cennet arsalarinin yari parasina...
Kayserilinin elindeki fermani gören Hiristiyanlar, cehenneme kabul edilmeyeceklerine iliskin belge satin almaya baslamislar...
Cennet müsterileri azalinca, Papa Kayseriliyi cagirtmis:
- Al su verdigin parayi, ver cehenemin tapusuyla anahtarini!
Kayserili:
- ben cehennemi sattim, demis. Geri almak icin cok para gerekli.
- Ne kadar?
- Heybenin iki gözü dolusu altin.
Papa, caresizlik icinde ellerini iki yana actiktan sonra buyrugu vermis:
- Doldurun bu Kayserilinin heybesini altinla!
Böyle Boyarız
Kayseri`ye yeni gelen yabancı, ayakkabısını boyatırken boyacıya takılmış :
-siz Kayserililer eşeği boyayıp babanıza satarmısınız.Nasıl yapılır bu iş?
Boyacı, fırça sallamayı sürdürerek :
-İşte, demiş, eşeği böyle boyarız!
Bilmece
Kayserili, trende yolculuk etmekte... Karsisinda oturan zatla tanisir. Dereden tepeden konusurlarken:
-
Gel seninle birbirimize bilmece soralim, der. Önce ben sorayim;
bilirsen ben sana bin lira veririm. Bilemezsen 10 bin lirani alirim.
Sonra sen bana sorarsin; bilirsem 10 bin lirani alirim, bilemezsem bin
lira veririm.
- Tamam, der Sor bakalim.
- Söyle öyleyse: Üc ayakli hayvan nerde yasar?
Öteki yolcu düsünür, bilemez:
- Al 10 bin lirayi. Simdi ben de sana ayni soruyu soruyorum: Üc ayakli hayvan nerde yasar?
Kayserili, hic düsünmeden, aldigi 10 bin liranin bin lirasini geri verir:
- Al su bin lirayi. ben de bilmiyorum.
Aynı İlaçlar...
Doktor,
muayenehaneye ilk kez gelen hastadan 50 bin, sonraki muayenelerde 30
bin lira aliyordu. Bunu ögrenen Kayserili, muayeneye ilk gidisinde:
- Iste yine geldim doktor bey dedi.
Doktor soyunmasini söyledi. Muayene etti, ücretini aldi:
- Saliginiz düzeliyor. ayni ilaclari kullanmaya devam edin!
Ayak Uydurmaca
Kayserili zengin, ölüm dösegindeymis. > diyerek ogullarini kizlarini basina topladiktan sonra ögüt vermis:
- Evlatlarim, size son sözüm: Devlet calgi, siz cengi... ayak uydurmaya bakin!
Adres
Meleklerden biri öbür dünyada bir Kayserili bir Yahudiyi karşısına çağırarak:
- Bakın, buradaki davranışlarınız hoşumuza gitti, sizi tekrar dünyaya göndereceğiz.
Hatta size bir de dilekte bulunma hakkını tanıyoruz. Ne istiyorsunuz, söyleyin bakalım?
Yahudi hemen atılmış:
- Bana bol para ihsan edin.
Melek:
- Tamam, demiş. sen ne istiyorsun?
Kayserili cevap vermiş:
- ben mi? bir şey istemem. Sadece şu arkadaşın adresini verin yeter!
Yakın Lan
Kars tren garinda Istanbula hareket etmek üzere Dogu Ekspresi hazir beklemektedir.
Kayserili is icin geldigi Karstan dönmek üzere trene biner ve kompartmanini bulur.
Içeride iki tane 45-50 yaslarinda adam ve birde 20 yaslarinda genç vardir.
-"Selamun Aleyküm" diyerek Kayserili içeri girer.Içerdekiler;
-"Aleyküm Selam" derler.
Kayserili
yerine oturur ve bir süre sonra tren hareket eder.Yolculugun basinda
hiç kimse konusmamaktadir.Yalniz genç çocuk biraz sikintilidir.Orta
yaslilardan birisi çocugun bu halini görür ve laf atar.
-"Hayrola genç senin bir derdin mi var?"
Çocuk dayanamaz baslar anlatmaya:
-"Ya
abi ben Istanbul Üniversitesinde ögrenciyim.Yari yil tatili icin köyüme
geldim. Zavalli anam beni okutabilmek icin kötü yola düsmüs. Kadini o
halde görünce çok canim sikildi.Üzüldüm" der.Bu sefer soruyu soran adam
çocugu teselli etmek icin söze baslar.
-"Bak
aslanim ananla iftihar et kadincagiz seni okutabilmek icin nelere
katlaniyor. ben falanca yerin genel müdürüyüm.Anacigim beni okutabilmek
icin her gece pavyonlarda konsomatrislik yapardi.Üzülme" der.Bu sefer
öteki orta yasli adam lafa karisir.
-"Yavrum
gördün iste analik hakki ödenmez. Beyefendi dogru söylüyor ben ki
filanca sirketin patronuyum anam beni okutabilmek icin her gece kendini
satardi. Bosver" der.
Tabiki Kayserinin de konusmasi lazim.Elini cebine atar ve bir uzun Samsun paketi çikartir.Digerlerine ikram ederek söyle der:
-"Yakin lan orospu cocuklari birer tane...."
Taksimetre
Taksinin yokusta frenleri patlamis, muthis bir hizla asagi iniyor. Kayserili musteri bagirmis..
"Durdur su arabayi.."
Sofor panik icinde haykirmis..
"Durduramiyorum!.."
"O zaman taksimetreyi durdur hic degilse" demis, Kayserili.
Sahte Para
Oglu, Kayserili babasindan para ister:
-"Baba 500 bin lira verir misin?"
Baba :
-"400 bin mi? Naapcan lan 300 bini. 200 bin neyine yetmiyor.. Al sana 100 bin yeter." der ve cikartip 50 bin lira verir.
Oglu piskin piskin guldu:
"Bana zaten 50 bin lira lazimdi " der.
Babanin yaniti :
-"Bak kerataya, sahte para vermesem kaziklayacakti beni..."
Pastırma
Kayserilileri kızdiımak icin, eşek etinden pastırma yaptıklarını her fırsatta soyleyen biri yine bir Kayseriliye bunu sormuş :
-sizde eşek etinden pastırma yaparlarmış doğru mu?
Kayserili adamı rahatlatmış :
-Kayseri`ye gidecek misin?
-Yok, gitmeyecegim!
-O halde merak etme!